"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/742 E., 2021/674 K.
HÜKÜM/KARAR : Asıl ve Birleşen Davan Kısmen Kabulü/Asıl Dava Dosyası Esastan Red, Birleşen Dava Dosyası Mahkemesine Gönderilmesine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ceyhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/520 E., 2019/50 K.
Taraflar arasındaki destekten yoksun kalma tazminatı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve birleşen dava yönünden davalı ... şirketi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava dosyası bakımından davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, birleşen davanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl dava dosyası davacı vekili tarafından temyiz edilmekle ön inceleme kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl dava dosyasında davacı vekili; davalıya sigortalı sürücünün, müteveffanın arıza nedeni ile emniyet şeridine çektiği aracına çarpması neticesinde vefat ettiğini, davacının vefat eden ...'in imam nikahlı eşi olduğunu, vefat nedeni ile davacının zor duruma düştüğünü, psikolojik sorunlar yaşamasına neden olduğu gerekçesi ile 50.000,00 TL manevi tazminatın ve 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili maddi tazminat talebini 100,022,54 TL olarak ıslah ederek manevi tazminat talebi ile birlikte toplam 150.022,54 TL talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacılar vekili; 20.06.2014 tarihinde davacı ...'in eşi ve diğer davacıların babası olan ...'in emniyet şeridinde duran aracına davalıya sigortalı sürücünün çarpması neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın aylık 4.800,00 TL - 5.000,00 TL geliri olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı eş ... için 5.000,00 TL , diğer davacı çocuklar , ..., ..., ..., ... her biri için ayrı ayrı 500,00 TL olmak üzere toplam 7.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 20.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsilini, davacı eş ... için 10.000,00 TL, davacı çocuklar , ..., ..., ..., ... olmak üzüre her biri için ayrı ayrı 6.000,00 TL toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili davacı eş ... için maddi tazminat talebini 100.805,64 TL, ... için 4.481,88 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Asıl dava dosyasında davalı ... şirketi vekili; davacının sıfatının açıklanması gerektiğini, kusur oranı kadar sorumlulukları olduğunu, davacının şikayetçi olmadığını, hesaplamada aktüer bilirkişi kullanılmasını, tarafların sosyal ekonomik durumunun araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen dosyada davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesi kapsamında kendi sigortalısının kusuru oranı kadar olduğunu, sigorta şirketinin temerrüde düşürülmediğini, yasal faizle olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde; olay yerinin Ceyhan olduğunu bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi'nin bakması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
lk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı ile belirtilen kararı ile; " davacılar murisinin emniyet şeridinde bulunan aracına, 20.06.2014 tarihinde davalıya sigortalı araç sürücünün çarpması neticesinde vefat ettiği, Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/146 Esas sayılı dosyasından alınan kusur raporu ile davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazada tam ve asli kusurlu olduğu, murisin ise kusursuz olduğunun rapor edildiği, aktüer bilirkişiden alınan rapor ile davacı ...'nın 100.022,54 TL tazminat alacağının belirlendiği, birleşen dosyadan alınan hesap raporunda davacılar ..., ..., ..., ... ve ...'nin destekten yoksun kalma tazminatı talep koşullarının oluşmadığı, kazada ...'in vefatı sebebiyle eşi ...'nın 100.805,64 TL bekar kızı ...'nin 4.481,88 TL destekten yoksun kalma zararlarının oluştuğu davacı ...'nın imam nikahı eş olduğu, evin geçimini müteveffanın sağlandığı, kaza tarihi itibari ile davacı ... ve müteveffanın başka kişilerle evli olduğu, her ne kadar imam nikahlı eşin destekliğini ispatlaması halinde destek tazminatı alabilecek ise de her iki tarafın da başkaları ile evli olmaları nedeni ile maddi tazminat talebinin reddine karar verildiği, davacının duyduğu elem ve acı, kusur oranı dikkate alınınca manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, birleşen dosya davacılarından ...'in müteveffanın eşi, diğer davacıların ise çocuğu olduğu, alınan bilirkişi raporu doğrulusunda davacı ... için destek tazminatı talebinin kabulüne, diğer davacı çocukların ise kaza tarihi itibari ile destek alma yaşlarını doldurmuş olmaları nedeni ile destek tazminatı taleplerinin reddi gerektiği gerekçesi ile asıl dosya yönünden davacı ...'ın maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, birleşen dosya yönünden davacı ...'in maddi tazminat davasının kabulüne, 100.805,64 TL tazminatın davalı ... için kaza tarihi olan 20.06.2014 tarihinden itibaren davalı ... Şirketi için dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, diğer davacılar , ..., ..., ... ve ...'ın maddi tazminat davalarının reddine, davacıların manevi tazminat davasının kabulü ile, ... için 10.000,00 TL, , ..., ..., ..., ... için 6.000,00'er TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL'nin davalı ...'den kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava dosyası davacısı ile davalı ... şirketi vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Asıl dava dosyası davacı vekili istinaf dilekçesinde; manevi tazminat miktarının açık ve bariz şekilde çok düşük seviyede olduğunu, Yargıtay 17. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin 2014/10266 Esas, 2015/5025 Karar ve 30.03.2015 tarihli kararında kendilerinin haklı maddi tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiği sonucuna götürdüğünü, tazminat talep edenle desteğinin eylemli ve düzenli olarak karı koca gibi birlikte yaşamalarının, hayatlarını birleştirmelerinin yeterli olduğunun açık olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... şirketi vekili istinaf dilekçesinde; sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davacının müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, hesaplamanın rapor tarihi itibariyle hesaplanan bakiye ömür üzerinden yapılması gerektiğini, hesap raporunda iskonto yapılmadığını, hükme esas alınan aktüer raporunda zararın olması gerekenin üstünde tespit edildiğini, tazminat hesabının hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının davacı yanı zenginleştireceğinin açıkça ortada olduğundan bu hususta da itirazlarının olduğunu, manevi tazminata hükmedilen davacı ...'ın da resmi nikahlı Hacı Sağır isminde bir kocasının mevcut olduğunu ve halen evli olduğunu, bu nedenle manevi zararının mevcut olduğunun kabulü ve manevi tazminata hükmedilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava dosyası bakımından davacı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde, muris ile davacının imam nikahlı oldukları ve kaza tarihinde başkaları ile evli oldukları gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddi kararının yerinde olduğu, ayrıca destek eşin yeniden evlenme tarihine kadar destek tazminatının hesaplanması gerektiği ve davacının zaten evli olması nedeni ile asıl dava dosya davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerektiği, davalı ... şirketinin manevi tazminat alamayacağı yönünde itirazı mevcut ise de manevi tazminata ilişkin hükmün davalı sürücü ...'den alınmasına karar verilmesi nedeni ile davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinde hukuki yarar bulunmadığı, birleşen dosya yönünde davalı ... şirketinin istinaf incelemesinde, kusur oranlarına itiraz ettiği, ceza mahkemesi dosyasından alınan kusur raporu ile yetinildiği, kaza tespit tutanağı ile çelişkili rapora itibar edildiği, tekrar kusur raporu alınmadığı davalı ... şirketinin bu yönden istinaf talebinin yerinde olduğu, birleşen dava yönünden ise, öncelikle kusur oranı hususunda rapor alınması, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) resmi nikahlı eşe ödenen maaş veya tazminatının rücuya tabi olup olmadığı da sorulması, rücuya tabi ödeme varsa bu miktarın da düşülmesi, davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak ilk rapor tarihi olan 25.01.2016 tarihli verilere ve kusur oranına göre tazminat hesabı yapılıp karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davalı ... şirketi vekilinin istinaf taleplerinin, HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüyle birleşen dava yönünden kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl dava yönünden davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, birleşen dava yönünden kararın kaldırılarak eksiklikler tamamladıktan sonra davanın yeniden görülüp karar bağlanması amacıyla dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava dosya davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler ile kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı ... şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı 20.06.2014 tarihli trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kalanların açtığı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesi, 369,370 ve 371 inci maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 91 inci maddesi, 85, 86 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 53 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 06.04.2021 tarihli kararında asıl dava yönünden davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, birleşen dava yönünden ise kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi amacıyla dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemizin 11.10.2023 tarihli kararında her iki dava yönünden karar verilmesi gerektiği ve kararın istinaf denetiminden geçtikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya gönderilmesi yönünde karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde birleşen davanın tekrar görülmek üzere ilk derece mahkemesine, asıl dava yönünden ise dosyanın tekrar Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar" kenar başlıklı 341/1 inci maddesi İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, Bölge Adliye Mahkemelerince de yapılan yargılama neticesinde 353 ve 356 nci madde hükümlerine göre istinaf başvurusunu esastan reddetmek veya İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dâhil gerekli kararları vereceği belirtilmiştir.
Aynı Kanun'un 362 nci maddesin de temyiz edilemeyen kararlar düzenlenmiş olup, iş bu maddenin 1-g maddesine göre; “Bölge Adliye Mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair verilen kararların temyiz edilemeyen kararlardan olduğu belirtilmiştir.
Yine, 361 inci madde de ise temyiz edilebilen kararlar düzenlenmiş olup, bu kararların da Yasa'nın 297 maddesi uyarınca hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hükmün, infazı kabil, uygulanabilir olması gerekmektedir. Yani temyiz edilecek kararda istek sonuçlarından her biri hakkında karar verilmesi gerektmektedir.
Ancak; somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava dosyası yönünden istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiği, birleşen dava yönünden ise davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildiğinin anlaşılmış olmasına göre, iş bu dosyanın öncelikle yerel mahkemesine gönderilerek Bölge Adliye Mahkemesince belirtilen eksiklikler tamamlanarak yeniden yargılama yapılması, verilecek kararın Bölge Adliye Mahkemesine denetimine tabi tutulduktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava dosyası ve birleşen dava dosyası yönünden “esastan red” kararı verilmiş gibi temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi usul ve hukuka uygun görülmemiştir. Dosyada asıl ve birleşen dava ile ilgili nihai karar verildikten sonra dosyanın bütün olarak temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi gerekirken Yasa'nın 297 maddesi ve 362 maddesine aykırı şekilde alınmış bir tefrik kararı da olmaksızın sadece asıl dava dosyası yönünden dosyanın Dairemize gönderilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
2.Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
KARAR
1.Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde asıl davada davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,02.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.