"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1390 E., 2021/1260 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kısmen Kabulü, İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/54 E., 2020/53 K.
Taraflar arasındaki kasten adam öldürme nedeni ile tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne, davacılar ..., , ... ve ...'in maddi tazminat davasının reddine, davacılar ... ve ...'in maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalı vasisi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve adli yardım talepli olarak davalı vasisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılardan Meryem'in eşi ve diğer davacıların babası olan ...'in konutuna ... .'in 28.12.2016 tarihinde patlayıcı madde atması neticesinde vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kaldığını ve manen acı çektiklerini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, her bir davacı için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 180.000,00 TL manevi tazminatın ve 1.000,00 TL cenaze giderinin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili davacı ... için maddi tazminat talebini 176.204,54 TL, ... için 27.212,74 TL olmak üzere toplam 205.417,28 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı ile belirtilen kararı ile davanın haksız fiil nedeni ile desteğin ölümü üzerine uğranılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, davacı ...'in eşi ve diğer davacıların babası olan ...'in evine ...'in 28.12.2016 tarihinde bomba atması sonucu vefat ettiği, davacıların destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talep ettiği, yapılan değerlendirme ve özellikle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Dairesinin 29.11.2019 tarih, 2019/4891 Esas-2019/3041 Karar sayılı ilamına göre, davalının, davacıların desteğine karşı haksız eylemi gerçekleştirerek ölümüne sebebiyet verdiği anlaşıldığından, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2017/169 Esas-2019/208 Karar sayılı dosyasının tüm suçlar yönünden kesinleşmesinin beklenmesine gerek olmadığı kanaatine varıldığı, davacıların talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi amacıyla alınan aktüer rapor ile davacı ... ve ... bakımından hesaplama yapıldığı, diğer davacıların destek tazminatı alamayacağının belirtildiği, davacılar vekilinin taleplerinin ıslah ettiği, cenaze giderinin davacılar tarafından ispatlanamadığı, olayın işleniş şekli, davacı ...'in müteveffanın eşi, diğer davacıların ise çocukları olduğu dikkate alındığında manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davacılar ..., , ... ve ...’in davalı aleyhine açtığı maddi tazminat talepli davalarının reddine, ... için 28.212,74 TL, ... için 177.204,54 TL maddi tazminatın 28.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıların cenaze ve defin giderlerine yönelik fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davacı ... için 25.000,00 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vasisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; maddi ve manevi tazminat miktarının az hükmedildiği, resen dikkate alınacak nedenlerle ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vasisi; davalının okur yazar olmadığını ve Türkçe bilmediğini, duruşma ve yargılama sürecine katılamayan davalının mağduriyetine neden olunduğunu, delillerin eksik toplandığını, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/169E sayılı dosyasının sonucunun beklenmediğini, Yerel Mahkeme tarafından gönderilen tüm belgeleri davalının imzaladığını ancak Türkçe bilmeyen ve okur yazar olmayan davalının neyi niçin imzaladığını bilmeyerek imzanın zorunlu olduğunu düşünerek belgeleri imzaladığını, maktulün 1966 doğumlu olmadığını daha yaşlı olduğunu nüfus kaydının yanlış tutulduğunu, 21 yıl daha yaşayacağı varsayılarak eşine takdir olunan tazminatın yüksek olduğunu, maktulün ağır hasarlı ve yıkım kararı bulunan evde oturmaya devam ettiğini, ağır hasarlı evde oturmasaydı hala aramızda olabileceğini, parkinson hastası ve hastalığın son evresinde olan maktulün 21 yıl daha yaşayacağı varsayımından hareketle tazminat hesabının doğru olmadığını, mahkeme kararındaki gerekçenin yeteriz olduğunu, yasal şartları taşımadığı ve tarafları tatmin edecek nitelikte olmadığını, kararın icrasının durdurulmasını ve adli yardım talebinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıya usulüne uygun olarak tebligatların yapılmasına rağmen davalının cevap dilekçesi sunmadığı, vekil ile kendisini temsil ettirmediği, okuma yazma bilmediği ve Türkçe konuşamadığına ilişkin usulüne uygun dosyaya kazandırılmış delil veya beyanın bulunmadığı, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2017/169 Esas-2019/208 Karar sayılı dosyası içerisinde yer alan Van 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2016/629 Sorgu sayılı 31.12.2016 tarihli ifade sorgu zaptı, aynı gün Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadesi 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2017/386 D.İş sayılı 27.01.2017 tarihli ifadesi, 09.03.2017 tarihli Van 6. Noterliği 2715 yevmiye nolu vekaletname ile avukata verdiği vekaletnamesinin incelenmesinden davalının kendini ifade edebilecek oranda Türkçe bildiğinin anlaşıldığı, maktulün yaşına ilişkin nüfus kaydına yapılan itirazın resmi kayıtlarla örtüşmediği ve yargılama sırasında ileri sürülmediği, bu savunmaya ilişkin olarak istinaf aşamasında dahi soyut beyanın ötesine geçecek bir belgenin dosyaya kazandırılamadığı, maktulün ayıplı ve yıkım kararı bulunan evde oturması veya parkinson hastası olduğuna ilişkin savunmanın istinaf aşamasında ileri sürülen soyut iddialardan oluştuğu, tazminat hesabına etkisinin bulunmadığı, icranın geri bırakılmasına ilişkin mehil ve teminata ilişkin belgelerin dosyaya kazandırılmadığı, manevi tazminatın takdirinde hata edilmediği gerekçesi ile davalı vasinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vasisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; vasinin görevinin sona erdiği bu nedenle kararın vasi olarak temyiz edilemeyeceği, tüm davacılar için maddi tazminatın hesaplanması gerektiği gerekçeleri ile kararın temyiz etmiştir.
Davalı vasisi; temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde beyan ettiği gerekçeler ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kasten öldürme nedeni ile talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı , cenaze gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2, 359, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49, 53, 56 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi uyarınca; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup bu yön, kamu düzenine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 Karar sayılı kararında da; “ ...yasa’nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çekişmesiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği…’’ vurgulanmıştır. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacılar lehine ilk derece mahkemesinin 10.04.2018 tarihli duruşmada adli yardım kararı verildiği, davacılar vekiline ilk derece mahkemesi kararının 19.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, kararın davacılar vekili tarafından 26.08.2020 tarihinde kısmen istinaf konulu dilekçe ile istinaf edildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemesince davalı vasisinin istinaf talepleri incelenerek karara bağlandığı halde davacılar vekilinin istinaf taleplerinin incelenmediği anlaşılmaktadır. Bu durum, 6100 sayılı HMK’nın 359. maddesi hükmüne aykırı olduğu gibi davacıların hukuki dinlenilme ve savunma hakkını ihlal eder nitelikte olup davacılar vekilinin istinaf dilekçesi incelenip karara bağlanmak üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
2. Bozma neden ve kapsamına göre davacılar vekili ile davalı vasisinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeple davacılar vekili ile davalı vasisinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı ve davalı vasiye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.