Logo

4. Hukuk Dairesi2024/8295 E. 2024/10646 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen hükmün, hüküm fıkrasında icra takibinin devamına dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle eksik olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davanın kabulüne karar vermesine rağmen, hüküm fıkrasında icra takibinin devamına dair bir ifadeye yer vermeyerek eksik hüküm kurduğu, bu eksikliğin HMK m. 305/1 uyarınca tamamlanması gerekirken, yerel mahkemenin tavzih talebini reddetmesinin hatalı olduğu gözetilerek ek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/426 E., 2018/879 K.

Davanın kabulüne dair verilen 06.07.2018 tarihli mahkeme kararının tavzihinin davacı vekili tarafından istenmesi üzerine karar verilmesine yer olmadığına ilişkin 06.06.2023 tarihli mahkeme tavzih (ek) kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 28.09.2012 tarihinde davalının maliki olduğu trafik sigortasız araç ile meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanan sigortalı araçta yolcuya ödemiş olduğu toplam 78.205,00 TL tazminatın araç malikinden tazmini için başlatıkları icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaza tarihinin 28.09.2012 olduğu, davalının kaza tarihi itibarı ile malik olduğu, araç işleten sıfatıyla davalının zarardan sorumlu olduğu, tescil edilmiş araçların her türlü satış ve devirlerinin ancak noter tarafından yapılacağı, bu tarz resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiği iddasının 3. kişi konumundaki davacıya karşı ileriye sürülemeyeceği bu nedenle davalının zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.

IV. TAVZİH DEĞERLENDİRME KARARI

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tavzih isteminde bulunmuştur.

Mahkemenin 06.06.2023 tarihli ve 2018/426 Esas, 2018/879 Karar sayılı tavzih (ek) kararı ile; "Davacı vekilinin tavzih istemine ilişkin 04.10.2018 tarihli dilekçe sunmuş olduğu, talep üzerine davacı vekilinin tavzih isteminin değerlendirilmesi hususunda duruşma günü açıldığı, taraflara duruşma gününün tebliğ edildiği, 28.11.2018 tarihli duruşmada davacı vekilinin tavzih talebinin "Davacının talebi hükmün genişletilmesine sebep vereceğinden talebin HMK md. 305/2 uyarınca REDDİNE" şeklinde karar verildiği, davacı vekilinin 01.06.2023 tarihli tavzih talebinin 28.11.2018 tarihli duruşmada değerlendirildiği " gerekçesiyle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; mahkemede kararında "davanın kabulüne " şeklinde hüküm tesis edildiğini, açılan davanın itirazın iptali davası olduğunu, mahkemece itirazın iptali veya itirazın kabulüne şeklinde karar verilmesi gerekirken yanılgı sonucu sadece davanın kabulüne şeklinde hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu, kararın icra kabiliyetinin bulunmadığını, 6100 sayılı HMK'nın "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrasında; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" hükmüne yere verildiğini, mahkeme kararının bu hükme aykırı olduğunu, bu durumda itirazın iptali davasını kazanan müvekkilinin mahkeme kararını icra edemediğini, hak kaybı yaşadıklarını, açtıkları itirazın iptali davasında davayı kazanmalarına ve mahkeme kararı kesinleşmesine rağmen, kararı icra edemediklerini, talepleri doğrultusunda Bismil İcra Dairesinin 2013/854 E. sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini belirterek tavzih (ek) kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; dava dışı 3. kişiye ödeme yapan ...'nın ödediği bedelin, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve ... Yönetmeliği gereği davalı araç malikinden rücuen tahsili istemine dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.

6100 sayılı HMK'nın 305 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilecektir.

Dosyanın incelenmesinde; yerel mahkeme kararının gerekçesinde, davanın itirazın iptali davası olduğunun ve itirazın iptali istenen icra dosya numarasının (Bismil İcra Dairesi 2013/854 Esas sayılı) belirtildiği, davanın kabulünün, gerekçede yazılı icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali isteminin kabulünü de içereceği, ancak, hüküm fıkrasında davanın kabulü ifadesi ile yetinilerek itirazın iptaline ve takibin devamına denilmeyerek hüküm fıkrasının eksik bırakıldığı anlaşılmaktadır.

Mahkemenin 6100 sayılı HMK'nın 305 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hükmün tamamlanması konusunda bir karar verebileceği anlaşılmasına göre, davacıların bu husustaki tavzih talebi yerinde görülmekle, mahkemece, Bismil İcra Dairesi 2013/854 Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına şeklinde hüküm fıkrasının tamamlanması gerekirken 06.06.2023 tarihli ek karar ile tavzih talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş; ek kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan mahkemenin 06.06.2023 tarihli tavzih (ek) kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.