"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/295 D.İş, 2022/295 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kısmen kabulü/Davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı kaldırılarak kısmen kabul
SAYISI : K-2021/197098
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası (ZMSS) ile teminat altına alınan araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın 08.04.2018 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile dava değerini 79.543,94 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından sunulan raporun kabulünün mümkün olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespit edilmesi gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müvekkilinin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre davacının zararını belirleyen rapora itibar edilerek davanın kabulüne, 79.543,94 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 30.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.
B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; davacı tarafından sunulan raporun hükme esas alınamayacağını, müvekkili tarafından alınan rapor ile hükme esas alınan raporun çelişkili olduğunu, davacının zararının %1,8 teknik faiz esas alınarak belirlenmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusurun kabul edilmediğini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini, davacı yararına fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükme esas alınan raporun üniversite hastanesi tarafından düzenlendiği, davacının zararının Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde belirlendiği, davacının bakiye ömrünün olay tarihi esas alınarak belirlendiği, hükme esas alınan kusur raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu, ıslah edilen kısma tenmerrüt tarihinden faiz işletilmesinin yerinde olduğu, davacı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davacının yaralanmasının niteliğinden emniyet kemeri takmadığı anlaşıldığından %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği gerekçesiyle itirazın kısmen kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 63.635,15 TL'nin 30.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; itiraz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı tarafından ZMSS poliçesi ile teminat altına alınan araç ile davacının sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası sonucunda davacının yaralanmasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 51 ve 54 üncü maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun (2918 sayılı Kanun'un) 85, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30 uncu maddesi, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16 ncı maddesinin on üçüncü fıkrası, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 17 nci maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı sonrasında %1,8 teknik faizin uygulanma imkanı olmamasına, hükme esas alınan kusur raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olmasına, ıslah edilen kısma temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olması ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından geçici iş göremezlik süresi ile sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesi zorunludur. Söz konusu belirlemenin, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetince kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılması gerekir.
11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ilâ 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ilâ 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 ilâ 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik ve 20.02.2019 tarihinden sonra ise Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlükte olduğundan kaza tarihinde geçerli mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu düzenlenmelidir. Eldeki davada kaza, 08.04.2018 tarihinde meydana gelmiştir.
Somut olayda hükme esas alınan Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 08.06.2021 tarihli sağlık kurulu raporunda, davacının trafik kazası sonrası vücudunda oluşan kalıcı yara izleri (skar) nedeniyle meydana gelen yaralanmasına bağlı sürekli iş göremezlik oranı %5 olarak hesaplanmış, İtiraz Hakem Heyetince bu rapor hükme esas alınmıştır. Ancak davacının vücudunda oluşan yara izlerinin yeri ve niteliği ile belirlenen maluliyet oranı göz önüne alındığında yönetmelikte belirlenen kriterleri karşılama hususunda tereddüt hasıl olmuştur.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davacıda oluşan yara nedbesinin (skar) keloid veya hipertrofik skar niteliğinde olup olmadığı ve vücut yüzeyinin yüzde birinden fazla alanı kaplayıp kaplamadığı hususlarına dikkat edilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve yukarıda açıklandığı şekilde içerisinde plastik cerrahi uzmanının da bulunduğu yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp (kararın davacı tarafından temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları da gözetilerek) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3. 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak anılan mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.