Logo

4. Hukuk Dairesi2024/8855 E. 2024/11097 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazası sonucu yaralanan davacının sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin uyuşmazlıkta, İtiraz Hakem Heyeti kararının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından, yeniden hesap raporu alınıp alınmayacağı ve tazminat hesaplamasının nasıl yapılacağı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuata uygun olduğu ve bozma öncesi alınan hesap raporuna göre yapılan hesaplamada isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle İtiraz Hakem Heyeti kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/130 – 2023/167

İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının sürücü olduğu aracın davalının trafik sigortacısı olduğu araçla karıştığı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığını, maluliyetinin oluştuğunu, davalı tarafça yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL sürekli iş göremezlik, 500,00 TL geçiçi iş göremezlik tazminatının ve rapor ücretinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini 14.429,85 TL geçici iş göremezlik, 124.892,76 TL sürekli iş göremezlik olarak arttırmıştır

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; sorumluluğun poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, kusuru raporu alınması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iddia, savunma ve toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne, 139.676,61 TL tazminatın 23.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; itirazın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 18.01.2022 tarihli ve 2021/8687 Esas, 2022/683 Karar sayılı ilamıyla; maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre düeznlenmediği ve davacı lehine maktu ücretin altında kalmamak üzere nispi ücretin 1/5'i oranında vekalet ücreti hükmedilmesi gereğine değinilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İtiraz Hakem Heyetince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulü ile 85.89,03 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının 23.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; yeniden hesap raporu alınarak hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %0 teknik faiz dikkate alınarak yapılması gerektiğini, gelirin ise güncel artışlar dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini, vekalet ücretinin nispi ücret olarak hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı ... tarafından ZMSS poliçesi ile teminat altına alınan aracın yaptığı trafik kazası sonucu yaralanan davacı sürücünün uğradığı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihindeki mevzuata uygun olmasına, bu raporu esas alarak bozma öncesi alınan hesap raporuna göre yapılan hesaplamada isabetsizlik bulunmamasına göre karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,

14.11.2024 tarihinde Üye ...'ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Davacı sürekli maluliyetinin bulunduğu gerekçesi ile tazminat talebinde bulunmuştur. Uyuşmazlık Hakem Heyeti başvurunun kabulüne karar vermiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davalı vekili itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti itirazın reddine karar vermiştir.

İtiraz Hakem Heyeti Kararını davalı vekili temyiz etmesi üzerine Daire, kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun şekilde denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla, yeni bir rapor alınıp (usulü kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesi hükmün bozulmasına karar vermiştir.

İtiraz Hakem Heyetince bozma sonrası olay tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporu almış ancak yeniden hesap raporu almadan bozmadan önce bozma konusu yapılan maluliyet raporuna göre yapılmış hesap raporunu esas alarak bozmadan sonra belirlenen maluliyet oranına tazminatı oranlayarak kendisinin belirlediği tazminatı hüküm altına almıştır.

Türk Borçlar Kanunu 51. maddesine göre; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre tazminatın kapsamını belirleme görevi hakime verilmiştir. Hakim haksız fiile dayalı tazminatın kapsamını belirlerken TBK’nun 55. maddesine göre Türk Borçlar Kanunu ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre belirleyecektir. Bu nedenle hakim tazminatın kapsamını belirlerken Yargıtay’ın öteden beri yerleşik içtihatları doğrultusunda kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun olarak davacının maluliyet oranını belirler rapor alması gerekir. Uyuşmazlık hakeminin kanunun kendisine verdiği görevi yapmayarak olay tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre maluliyet oranını belirler rapor aldırması zarar gören davacının kusuru olarak kabul edilemez. Bu nedenle bozmadan sonra İtiraz Hakem Heyetinin doğru yönetmeliğe göre aldırdığı maluliyet raporuna göre belirlenen maluliyetini esas alarak usulü müktesep haklar korunarak yeniden tazminat hesabı yaptırması gerekir. Zira tazminatın hesaplanmasına etki eden unsurlardan birinin doğru uygulanmaması nedeniyle kararın bozulması durumunda tazminat hesabının davacının bilinen son gelirlerine göre yapılması Yargıtayca kabul edilmiş “Bilinen gelir varken varsayıma dayalı hesap yapılamaz.” ilkesine uygun olacaktır. Tazminat hesabı yapılırken zarar görenin tazminata esas geliri rapor tarihindeki bilinen son gelir esas alınır. Bozma kararından sonra tazminat hesabı yapılırken zarar görenin kaza tarihine göre farklı olan yeni gelirinin ne kadar olduğu bilinmektedir. Bu nedenle rapor tarihinden önceki gelirler bilindiği için bilinen dönem, rapor tarihinden sonraki dönem gelirinin ne olacağı bilinmediğinden “Bilinmeyen dönem” olarak progresif rant formülü ile bilinen son gelirine göre %10 artırma ve %10 eksiltmeye göre hesaplanır.

Dairenin bozma kararından sonra hakemce doğru yönetmeliğe göre maluliyeti belirledikten sonra ilk rapor tarihine göre asgari ücretteki artışı hakem bilmektedir. Bu nedenle hakem bilinen asgari ücrete göre tazminat hesabı yaptırması gerekir. Zira bilinmeyen dönem hesabı yaparken en son bilinen geliri üzerinden yapılması zorunludur. Bilinen gelir varken varsayıma dayalı bilinmeyen dönem hesabı yapılamaz.

Diğer taraftan kaza tarihinde yürürlükte olan doğru yönetmeliğe göre yeniden maluliyet oranı belirlendiğine göre bu rapora göre tazminat hesabının yapılması HMK 266 ve devamı maddelerine göre uzmanlık isteyen bir husustur. Uzmanlık isteyen bir konuda hakimin/hakemin kendiliğinden oranlama yaparak tazminatı belirlemesi usul ve yasalarımıza uygun değildir.

Ayrıca hakemin oranlama yaparak belirlediği tazminat hesabı hükümle birlikte taraflara tebliğ olunduğu için tarafların bu hesabı HMK 281. maddesine göre kendilerine tebliğ ile itiraz etmeleri için iki haftalık süre verilmediği bir başka ifade ile kanunda verilen itiraz hakkı tanınmadığı anlaşıldığından bu yönden de verilen karar usul ve yasaya uygun değildir.

Tüm bu gerekçelerle kararın bozulması gerekirken Sayın Çoğunluğun onama yönündeki kararına katılmıyorum.