"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/100 E., 2022/623 K.
Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu ... hakkında takip yaptıklarını takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacı ile dava konusu 675 parsel nolu taşınmazı 26.03.2011 tarihinde davalı ...'a, 1096 parsel nolu taşınmazını 12.12.2011 tarihinde davalı ...’ya, 535 nolu parseli 08.12.2011 tarihinde davalı ...‘ya sattığını belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir .
II. CEVAP
Davalılar ... ve ... vekilleri, davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.02.2018 tarihli ve 2015/226 Esas, 2018/112 Karar sayılı kararı ile tasarrufların borcun doğumundan önce gerçekleştiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2018 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 21.11.2018 tarihli kararı ile istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.11.2028 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 20.10.2020 tarihli ve 2019/562 Esas, 2020/5838 Karar sayılı ilamı ile; "... Somut olayda, borçlu hakkındaki takip kesinleşmiş, 16.07.2014 tarihli haczin İİK’nun 105. maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu görülmüş, dava 14.04.2015 tarihinde 5 yıllık hak düşürücü sürede açılmıştır. Alacağın gerçek olmadığı yönünde bir iddia bulunmamaktadır. Davalılar davacının alacağının tasarruf tarihinden önce doğmadığını ileri sürmüş, ilk derece ve istinaf mahkemesi davacının alacağının tasarruftan önce doğduğunu ispat edemediği sonucuna varmışlarsada varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı, 07.04.2014 tarihli takip talebinde borç kaynağı olarak 26.09.2011 tarihli dava dışı alacaklının kızkardeşi ... adına İş Bankası AŞ hesap özeti sunulmuş, bu belgeye göre anılan şahıs hesabından 26.09.2011 tarihinde 160.000,00 TL çektiği anlaşılmakdır. Davacı bu çekilen paranın davalı borçluya verildiğini belirtmiş ve 27.09.2011 tarihli ... tarafından borçlunun hesabına fındık bedeli açıklaması ile yatırıldığına ilişkin banka dekontu sunulmuştur. Borçlu takip talebindeki borca veya borç kaynağına ilişkin olarak herhangi bir itiraz ileri sürmemiştir. Bu halde davacının alacağının 08.12.2011, 12.12.2011 ve 26.03.2012 tarihli tasarruflardan önce doğduğunun kabulü ile davanın esasına girilip taraf delilleri toplanarak, tasarrufların iptali gerekip gerekmediği tartışılmak ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur..." gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ... 'a yapılan satışın iptaline, davalı ...'nun 113.501,52 TL ve ...'ın 40.500,00 TL tazminatla sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde , aynı takip dosyası ile ilgili olarak devam eden yargılamaların olduğunu, derdestlik itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine ve bozma kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, davalı ... ile borçlunun ortak oldukları şirketlerin ticari ilişkisinin olduğu anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ...'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.03.2025 tarihinde birliğiyle karar verildi.