"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı ... vd. vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin davanın kabulüne dair yerel mahkeme kararı, Dairemizin 15.10.2015 gün 2015/4856 -17409 sayılı kararı ile bozulmuş, yerel mahkemece verilen kısmen direnme kısmen uyma kararının, davalı ... vd. birkısım davalılar vekilince temyizi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca kısmen direnme kararının onandığı, HGK'nun kararına karşı davalı ... vd. birkısım davalılar vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine, karar düzeltme talebinin 03.11.2020 gün ve 2020/5-511-813 sayılı kararla reddine karar verilip, bozma kararının uyulan bölümü yönünden temyiz incelenmesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece kısmen uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar ... vd. birkısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki Siirt İli, Merkez İlçesi, ... Köyü, 135 ada 19 parsel sayılı taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-İlk karar gereği hüküm altına alınan bedel ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere üçer aylık vadeli hesaba yatırtılmış olup, yasal faizin son karar tarihine kadar uygulanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve bedelin davalı-malik ...’a ödenmesine dair hüküm kurulmaması ile bedelin tespitine ilişkin mükerrer karar verilmesi doğru olmadığı gibi,
2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi'nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a)4 nolu bendinde yer alan (06.05.2014) rakamlarının çıkartılmasına, yerine (15.06.2016) rakamlarının yazılmasına, devamla 3. bendin sonuna (bankadan çekilmemişse davacı idareye iadesine) cümlesinin eklenmesine, devamla bedelin tespitine ilişkin olarak ilk sırada yer alan 1 nolu bendin çıkartılmasına, devamındaki 1 nolu bendin sonuna (işbu bedelin davalı ...’a ödenmesine, diğer davalılar yönünden husumet yokluğundan davanın reddine) cümlesinin eklenmesine,
b)Davacı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin 7 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.