Logo

5. Hukuk Dairesi2021/6804 E. 2022/6788 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasında, tazminat miktarının belirlenmesi ve hesaplanmasında usul ve yasaya uygunluk hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın değerinin tespitinde arsa vasfında olduğu gözetilmeden arazi olarak değerlendirilmesi, kullanılamaz hale gelen kısmın bedeline hükmedilmesine rağmen tapu iptali ve tescili yapılmaması, taşınmaz üzerindeki kamulaştırma ve haciz şerhlerinin değerlendirmeye alınmaması gibi hususlar gözetilerek eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile 486.056,91 TL tazminat bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ... parsel sayılı, 13.800 m² yüzölçümlü taşınmazın Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/271 Esas, 2010/323 Karar sayılı ilamı ile 13.723,06 m²’lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 02.05.2011 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 30.01.2012 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor, hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;

1-) Dosyada bulunan kanıt ve belgeler ile aynı hukuki nedene dayanılarak açılan ve Dairemiz denetiminden geçen yakın parsellere ilişkin Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/125 Esas, 2017/549 Karar sayılı dosyasında yapılan vasıflandırma gözetildiğinde, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğu ve emsal karşılaştırması yapılarak değerinin belirlenmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaza arazi niteliği ile değer biçildiğinden rapor inandırıcı değildir.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

2-) Dava konusu taşınmazın 13.726,03 m²’lik kısmının tapu kaydının iptal edilmesi nedeniyle arta kalan 73,97 m²’lik bölümünün yapılaşmaya uygun olmayacağından tamamen kullanılmaz hale geldiği kabul edilerek bedeline hükmedilmesi doğru ise de; bu kısmın tapusunun iptali ile davalı Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi;

3-) Dava konusu taşınmazın tapu kaydında Karayolları Genel Müdürlüğü lehine 12.03.2001 tarihli kamulaştırma şerhi ile Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/51 Esas sayılı dosyası ile konulan kamulaştırma şerhi ve ihtiyati tedbir şerhlerinin akibeti araştırılmaksızın eksik inceleme sonucu hüküm kurulması,

4-) Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davacılardan ...’e ait payda yer alan haciz şerhinin bu davacı yönünden hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 18/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.