Logo

5. Hukuk Dairesi2021/7014 E. 2022/7382 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasında zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptaline ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olması ve Anayasa Mahkemesi’nin 25.07.2017 tarihli kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarihli kararına rağmen davanın makul süre içerisinde açılmamış olması gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu ... parsel sayılı 295.380 m² yüzölçümlü taşınmazın Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda İzmir Kadastro Mahkemesi’nin 1992/93 Esas – 1998/98 Karar sayılı ilamı ile 162.281 m² ve 101.452 m²’lik kısımlarının orman olduğunun tespiti ile davacılar murisi adına kayıtlı olan tapu kaydının iptaline karar verilmiş ve bu karar 16.07.1999 tarihinde kesinleşmiştir.

TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125.maddesine) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 29.09.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2014/6673 başvuru numaralı 25.07.2017 tarihli ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarihli 2009/4-383 Esas - 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK'nın 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak dava açılması gerekir.

Buna göre, Anayasa Mahkemesi'nin 25.07.2017 tarihli 2014/6673 kararı gereği, 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolmuş bulunan eldeki dava yönünden, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarihli kararından yaklaşık 9 yıl 11 ay 24 gün sonra 12.11.2019 tarihinde davanın açıldığı, bu itibarla davanın makul süre içinde açıldığının kabulünün mümkün olmadığı anlaşıldığından, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karar karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 25/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.