Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10164 E. 2023/385 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle Hazine'ye karşı açılan tazminat davasında, tazminat miktarının belirlenmesi ve Hazine'nin sorumluluğunun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın, taşınmazın değerlendirme tarihindeki gerçek değeri üzerinden hesaplanması ve Hazine'nin bu zarardan sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu ... 107 ada 21 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edildiği ve taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın husumetten reddinin gerektiğini, davanın idari olarak gerekli yasal başvuruların yapılmadan açıldığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince hukukî değerini yitiren tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilemeyeceğini ve zamanaşımının da geçtiğini, taşınmazın maliki tarafından orman kadastrosuna itiraz edilmediğini, bu nedenle davacılara ait tapu kaydının hukukî değerini yitirdiğini, belirterek davanın yasal ön başvuru şartları yerine getirilmediğinden husumet, zamanaşımı ve esastan haksız ve yersiz olduğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara hisseleri oranında verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili; husumet itirazları olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydı iptal edilmeden, davacı bakımından bir zarar oluşmadan dava açıldığını, idari başvuru yolunun tüketilmesi gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, taşınmazın değerinin yüksek bulunduğunu, ıslah edilen kısma dava tarihinden itibaren faiz yürütülemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinde hataya düşülmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda uygulanan kapitalizasyon faizi ile objektif değer artış oranlarının taşınmazın nitelik ve konumuna uygun düştüğü, böylece mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu 5.625,00 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazı davacı 27.10.1988 tarihinde satın almıştır. Taşınmaz yenileme kadastrosu ile 107 ada 21 parsel ve 5458,08 m² yüzölçümü ile tescil edilmiştir. Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/325 Esas, 2011/144 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, bu karar kanun yolu incelemesinden geçmeksizin 19.12.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava 12.02.2019 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamındaki belediye yazı cevaplarına göre tarım arazisi olarak kabul edilmesi doğru olduğu gibi İlçe Tarım ve Orma Müdürlüğü cetvellerinde belirtilen ürünlerden münavebeye seçilerek, değerlendirme tarihindeki resmi verilerine göre net gelir metoduna göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre ve aynı bölgeden Dairemize intikal eden dosyalarda kabul edilen oranlar gözetilerek, uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.

5. Değerlendirmenin yapıldığı tarih esas alınarak tespit edilen bedelin tamamının bu tarihten itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi yerindedir.

6. Dava konusu taşınmazın belirlenen gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

7. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.