Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10315 E. 2023/650 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapuda orman şerhi konulması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin açılan davada, tazminat miktarının belirlenmesi ve Hazinenin sorumluluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinden kaynaklanan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu ve dava konusu taşınmazların arazi niteliğinde olması sebebiyle net gelir metodu ile değerinin tespit edilerek davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : Düzeltilerek Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl dava konusu taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde bırakılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini karşı dava tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemine ilişkin yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların Orman Kadastro tahdit sınırları içine alınarak tapuda orman şerhi konulduğundan tapu kayıtlarında bulunan şerhin terkinine, bu talebin kabul görmemesi hâlinde uğramış olduğu zararın yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını, Hazinenin kusurlu ya da kusursuz sorumluluğunun olmadığını, Hazinenin iptal işlemi ile oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını davanın husumetten reddine karar verilmesini,

2. Karşı dava ile davalı ... İşletme Müdürlüğü; dava konusu taşınmazların kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kaldığından tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescil kararı verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve karşı davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalılar adına olan tapu kaydının tamamının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik ve hatalı incelenen bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, Hazinenin mülkiyetinde bulanan taşınmazların kiralanması, satılması vb işlemlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredildiğini, 3116 sayılı yasa gereği devlet ormanı olarak sınırlandırıldığını, Orman vasfındaki taşınmazın kaydının orman sınırları içinde kaldığı için şerh düşüldüğü, şerhe rağmen devralınan taşınmazın iyi niyetli olmayacağından davanın reddinin gerektiği, %50 olarak tespit edilen objektif değer artışının kabul edilemez olduğunu, taşınmazın eğimli olması nedeniyle tarıma elverişli olmadığını, erozyona açık olduğunu, münavebe ürünlerinin hatalı olduğu gibi sulu tarım ürünlerinin değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davalı idare aleyhine verilen nispi vekalet ücretinin kabul edilemez olduğunu, Devlet harçtan muaf olmasına rağmen tüm keşif ve yargılama harçları ve giderlerinin davalı idareye yükletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların arazi niteliğinde olduğu kabul edilerek, net gelir esas alınarak değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı Hazine vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, ancak davalı Hazine harçtan muaf olduğu hâlde, yargılama giderlerine dahil edilerek davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Yalova ili, ... ilçesi, ... Köyü, 105 ada 19 parsel sayılı 1.489, 00 m² yüzölçümlü, 105 ada 32 parsel sayılı 6.077,39 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazların davacılar murisi adına tapuda kayıt iken, taşınmazların beyanlar hanesine Yalova Orman İşletme Şefliği tarafından 10.06.2014 tarih ve 1877 yevmiye numaralı işlem ile " tamamı ormanda kalmaktadır." şeklinde, orman şerhi işlendiği anlaşılmıştır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara net gelir esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun harç yönünden 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek yeniden karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.