Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10343 E. 2023/1354 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinde gelir metodu yerine emsal satışlara göre değerlendirme yapılması, emsal taşınmazların satış ve dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihleri itibariyle imar durumu, konumları, vergi değerleri ve emsallere göre üstünlükleri ile eksikliklerinin ayrıntılı olarak karşılaştırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminine ilişkin asıl ve birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava ve birleştirilen dava dilekçelerinde; müvekkilinin maliki olduğu Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; husumetin hatalı gösterildiğini, hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi geçtikten sonra davanın açıldığını, ormanların özel mülkiyete konu olamayacağını, tapunun hukuki değeri bulunmadığını, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.11.2006 tarihli ve 2006/100 Esas, 2006/134 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, çevredeki serbest piyasa rayicine göre objektif olmayan şekilde bedel tespitinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.09.2017 tarihli ve 2016/577 Esas, 2017/319 Karar sayılı kararı ile davanın ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucunda, dava konusu taşınmazın üzerinde kat mülkiyeti kurulu olduğu, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 46 ncı maddesi ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinde belirtilen yöntemine uygun olarak değerlendirme yapılması gerektiği, davacılardan ...'in mirasçılarının karar başlığında gösterilmemesi, davacılar ... ve ...'ın soyadlarının ve birleştirilen davanın davacılarının murislerinin soyadının hükümde yanlış yazılması, birleştirilen davanın davacılarının adlarının hükümde yazılmaması, temsilcide yanılma hali düzeltilmesine rağmen asıl davanın davacısı olarak karar başlığına "...'na İzafeten Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü" yazılması isabetsiz görülerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/333 Esas, 2022/375 Karar sayılı kararı ile davanın ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili, davada zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesince tazmini gereken bir zararın bulunmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. 634 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinin son fıkrası şöyledir:

"Anagayrimenkul kamulaştırılırsa, her bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli bağlantılı bulunduğu arsa payı ve eklentileri de gözönünde tutularak ayrı ayrı takdir olunur ve o bölümün malikine ödenir."

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

6. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazın eski 330 parselden geldiği, 330 parsel sayılı taşınmazın arazi kadastrosu sırasında Mayıs 1954 tarihli ve 63 numaralı tapuya dayanılarak zeytinlik, tarla ve kestanelik niteliğiyle 88.800 m² yüzölçümlü olarak Nafia Hakseven adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra taşınmazda yapılan imar uygulaması ile 80 adet parsele ayrıldığı, imar parsellerinden olan 1090 parselde kat irtifakı kurulduğu, bağımsız bölümlerin malikler adına arsa payları oranında tapuya tescil edildiği, 1090 parsel sayılı taşınmazın yenileme kadastrosu sonucu 112 ada 25 parsel sayısı ve 571,37 m² yüzölçümü ile tapuya tescil edildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucu Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/335 Esas, 2012/203 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline, taşınmazın üzerinde bulunan binanın kâline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 1, 9, 10, 11, 14, 15, 17 ve 19 numaralı bağımsız bölüm maliklerince 14.11.2012 tarihinde; birleştirilen davanın 7 numaralı bağımsız bölüm malikince 18.07.2013 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 112 ada 25 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas metrekare birim bedeli 133,65 TL, emsal taşınmazınki ise 320,70 TL olup emlak vergi değerlerine ters orantı oluşturacak şekilde dava konusu taşınmazı daha değerli kabul eden bilirkişi raporu inandırıcı bulunmamıştır.

5. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan kararın BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.