"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Davanın Kabulü
Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1029 ada 134 ve 135 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın idare mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesini, husumetin Hazineye yöneltilmesinin doğru olmadığını ve talep edilen tazminatın fahiş miktarda olduğunu ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2014 tarihli ve 2013/293 Esas, 2014/421 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve 121.752,11 TL bedelin davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2014 tarihli ve 2013/293 Esas, 2014/421 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarihli ve 2015/2502 Esas, 2016/4345 Karar sayılı kararı ile dava konusu 1029 ada 134 parsel sayılı taşınmazın tamamının, 1029 ada 135 parsel sayılı taşınmazın ise 2.460,93 m² yüzölçümlü kısmının fındık bahçesi niteliğinde olduğundan fındıklık olarak, 1029 ada 135 parsel sayılı taşınmazın 3.232,32 m² yüzölçümlü kısmı üzerinde dikme olmayıp doğal yollarla oluşan orman ağaçları bulunduğundan bu kısım yönünden tarla niteliği dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak net gelir yöntemiyle 1029 ada 134 parsel sayılı taşınmazın 16.06.2011 tarihindeki, 1029 ada 135 parsel sayılı taşınmazın 05.06.2006 tarihindeki gerçek değerlerinin hesaplattırılması, bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin oluşan gerçek zararlarının saptanması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.07.2017 tarihli ve 2016/289 Esas, 2017/285 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve taleple bağlı kalınarak 121.752,11 TL bedelin davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.07.2017 tarihli ve 2016/289 Esas, 2017/285 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 15.04.2021 tarihli ve 2020/8319 Esas, 2021/5709 Karar sayılı kararı ile Mahkemece uyulan bozma ilamında, dava konusu 1029 ada 135 parsel sayılı taşınmazın 3.232,32 m² yüzölçümlü kısmı üzerinde dikme olmayıp doğal yollarla oluşan orman ağaçları bulunduğundan bu kısım yönünden tarla niteliği itibarıyla net gelir metodu ile gerçek değerinin belirlenmesi gerekirken hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda orman ağaçlarının kerestelik ve yakacak değerleri itibarıyla 1029 ada 135 parsel sayılı taşınmazın 3.232,32 m² yüzölçümlü kısmının metrekare birim fiyatının belirlenmesinin doğru görülmediği belirtilmesine rağmen mahkemece aynı yöntemle hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri ile bilirkişi raporunda hesaplama yapılırken kullanılan verilerin verim miktarı ve satış fiyatı açısından farklı olmasına rağmen bu farklılıkların sebebi bilirkişiye açıklattırılmadan hüküm kurulması gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taleple bağlı kalınarak 121.752,11 TL bedelin davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlarda fiilen tarım yapılmadığı halde, tarım arazi vasfında değerlendirildiğini, tespit edilen metrekare birim bedelinin fahiş olduğunu ve husumetin Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'unun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece verilen 27.06.2014 tarihli ilk kararda toplam 121.752,11 TL bedele hükmedildiği, bu kararın davacı vekilince temyiz edilmediği, böylece davalı Hazine lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, toplam 135.700,44 TL tazminat bedeli üzerinden değer biçerek hesaplama yapan bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alındığı gerekçede belirtilmek suretiyle taleple bağlı kalınarak 121.752,11 TL bedele hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne,
2. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "kabulü ile" kelimelerinden sonra, "toplam" kelimesinden önce gelmek üzere "davalı Hazine lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.