"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... (...) ilçesi, ... Mahallesi 49 ada 2 ve 60 ada 4 parsel sayılı taşınmazların, Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/312 Esas, 2006/160 Karar sayılı kararı ile yüzölçümlerinin düşürülmesi nedeniyle uğradığı zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava zamanaşımı süresinin sona erdiğini, husumetin aleyhlerine yöneltilemeyeceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği tazminat şartlarının oluşmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.10.2017 tarihli ve 2017/112 Esas, 2017/218 Karar sayılı kararı ile Hazine davaya dahil edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.10.2017 tarihli ve 2017/112 Esas, 2017/218 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmeyerek, davacı payları toplamı 7.425,83 m² olduğu hâlde toplam 7.683,67 m² üzerinden bedel belirlenmiş olması ve davalı Hazinenin harçtan muaf olduğunun gözetilmemesi gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava zamanaşımı süresinin sona erdiğini, Hazinenin tazmin sorumluluğunun bulunmadığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği tazminat şartlarının oluşmadığını ileri sürerek mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 30.06.1957 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmaları neticesinde 8.518 m² yüzölçümü ile tapuya tescil edilen dava konusu 49 ada 2 parsel ve 11.628,00 m² yüzölçümlü 60 ada 4 parsel sayılı taşınmazların ilk olarak ... oğlu ... adına oluştuğu, davacı ...’in 49 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 1200/2400 hissesini 17.11.1995 ve 21.06.2007 tarihinde, ...’in ise 600/2400 hissesini 17.11.1995 tarihinde; dava konusu 60 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 2400/4800 ve 1200/4800 hisselerini de aynı tarihlerde satın aldıkları tespit edilmiş olup, sonrasında Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/312 Esas, 2006/160 Karar sayılı dosyasında kadastro çalışmaları sırasında yapılan tersimat hatası nedeniyle dava konusu taşınmazların yüzölçümlerinin fazla yazıldığından bahisle dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde, 49 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 4.829,22 m², 60 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise 5.415,66 m² olarak tapuya tesciline karar verildiği, bu kararın 17.10.2008 tarihinde kesinleştiği, davacıların 06.10.2009 tarihinde dava zamanaşımı süresi içerisinde eksilen 7.425,83 m²lik yerin bedelinin tahsili için iş bu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve bozma ilâmına uyularak davacıların eksilen kısımlardaki toplam 7.425,83 m² payları karşılığına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki pragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Gerekçeli kararın karar başlığına, davaya dahil edilen Hazinenin yazılmaması ve hüküm fıkrasında ... aleyhine açılan davanın husumetten reddi ile davanın davalı Hazine aleyhine kabul edildiğinin belirtilmemesi doğru görülmemiştir.
6. Hazine harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi ve taşınmazların tapu kayıtlarında davacı ... payı üzerindeki takyidatların, bu davacı yönünden hüküm altına alınan bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının karar başlığı davalı bölümüne “Hazine” kelimesinin yazılmasına, devamla hüküm fıkrasının (1) No.lu bendinde yer alan “davalıdan” kelimesinin çıkartılmasına, yerine “davalı Hazineden” ibaresinin eklenmesine, devamla hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine" cümlesinin eklenmesine,
3. (2) numaralı bendin tamamen çıkartılmasına, yerine “Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan davacı tarafından yatırılan peşin ve ıslah harcının istem halinde davacıya iadesine” cümlesinin yazılmasına, devamla (5) numaralı bendin tamamen çıkartılmasına, yerine “ Davacının 177,50 TL keşif harcı, keşif, yazışma ve tebligat giderleri 4.058,20 TL olmak üzere toplam 4.235,70 TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 4.093,38 TL'nin davalı Hazineden tahsili ile davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına,
4. Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak “Taşınmazların tapu kayıtlarında davacı ... payı üzerindeki takyidatların bu davacı yönünden hüküm altına alınan bedele yansıtılmasına” paragrafının eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.