Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10604 E. 2023/1387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, Hazine'nin sorumluluğu ve tazminat miktarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu ve mahkemenin bu hususta yaptığı tespitlerin bozma kararına uygun olduğu gözetilerek, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 214 vd. maddeleri uyarınca tazminine ilişkin asıl dava; 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin birleştirilen dava sonucu verilen kararar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; Mahkemenin 2010/389 Esas ile sayılı dosyasına yönelik talep açısından hükmün Yargıtay ilamı ile onanmasına karar verildiğinden hüküm kurulmasına yer olmadığına Mahkemenin 2013/191 Esas sayılı dosyasındaki talep açısından Kalkan Belediyesi Başkanlığı'na yönelik talep açısından hükmün Yargıtay ilamı ile onanmış olduğundan hüküm kurulmasına yer olmadığına; Maliye Hazinesine yönelik talep açısından ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemenin kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece 18.04.2022 tarihli ek kararı ile başvuru için gerekli harç ve giderlerin süresinde ödenmediği gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş bu karara karşı temyiz isteminde bulunulmamıştır.

Mahkemenin 21.04.2022 tarihli ek karar ile tavzih talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

21.04.2022 tarihli ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Hükümlerin tavzihini düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesindeki ''Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt yada aykırılığın giderilmesini isteyebilir'' hükmü gözetildiğinde tavzih suretiyle verilen hüküm değiştirilemez ise de vekalet ücreti yönünden tavzih talebinin kabulü temyiz edenin sıfatı gözetildiğinde bozma sebebi nedeni yapılmamıştır.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili 11.11.2010 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin maliki olduğu 5 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle zarar oluştuğunu, davalıların kusursuz sorumluluk, zapta karşı tekeffül ve sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca sorumlu olduklarını belirterek şimdilik 60.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ... ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden (Devletten) müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle dava açmıştır.

2. Davacı vekili birleştirilen 2013/101 Esas sayılı dava dosyasına sunduğu 06.02.2013 havale tarihli dilekçesiyle; 5 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle müvekkilinin doğan zararından davalılar Hazine ve Belediyenin sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 60.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Hazine ve Kalkan Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili mahkememize sunmuş olduğu 22.06.2011 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmazı ...'dan satın aldığını, zapta karşı tekellüf hükümlerinin irdelenebilmesi için dayanılan bir sözleşme olması gerektiğini; ancak davacının müvekkili ile değil diğer davalı ... ile yaptığını, davacının müvekkille hiçbir şekilde muhatap olmadığını, sebepsiz zengizleşme ile ilgili iddia için zaman aşımı def'inde bulunduklarını, davacının kötü niyetli davrandığını, talep ettiği miktarın çok fazla olduğunu, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını mahkememizden talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili mahkememize sunmuş olduğu 11.01.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını bu nedenle davanın zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, davanın taşınmazın aynına ilişkin dava olmayıp, tazminat talepli olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, dava konusu satış işleminin 16 yıl önce gerçekleştiğini, müvekkilinin bir başkasından almış olduğu taşınmazı davacıya sattığını, müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını mahkememizden talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.09.20213 tarihli ve 2010/389 Esas, 2013/491 Karar sayılı kararı ile davalar birleştirildikten sonra asıl davada davalı gerçek kişilerin tapu siciline güven ilkesinden dolayı ve kusurları bulunmadığı gerekçesiyle, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün pasif taraf sıfatının olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine; birleştirilen davada davalı Belediyenin herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle Kalkan Belediye Başkanlığına açılan davanın reddine, Hazineye karşı açılan davanın ise kısmen kabulüne 57.172,00 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme karara karşı süresi içinde davacı ... ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin davalılardan ..., ... ile Kalkan Belediye Başkanlığına ilişkin temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca açılan tazminat davalarında yasal hasımın Hazine olduğuna, ... ile Kalkan Belediye Başkanlığının pasif taraf sıfatının bulunmadığına, davacı ile ... arasında sözleşme ilişkisi olmadığından davacının ayıba karşı tekeffül ve sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ... aleyhine tazminat davası açamayacağına göre davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile davalılar ..., ... ile Kalkan Belediye Başkanlığı hakkında verilen usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına, davacı vekilinin davalılardan ... ve Hazineye, davalı Hazine vekilinin ise davacıya yönelik temyiz itirazlarına yönünden ise mahkemece, davalı ... yönünden zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekirken bu yönde inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmadan tapu siciline güven ilkesinden dolayı ve kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığını, davalı Hazine yönünden ise arsa niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme (12.09.2005) tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan düzenleme ortaklık payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse resen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, davacının 12.09.2005 tarihi itibarıyla gerçek zararının belirlenmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması davacı vekilinin ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Verilen Son Karar

Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2010/389 Esas ile sayılı dosyaya yönelik talep açısından hükmün Yargıtay ilamı ile onanmasına karar verildiğinden hüküm kurulmasına yer olmadığına; 2013/191 Esas sayılı dosyasındaki talep açısından Kalkan Belediyesi Başkanlığına yönelik talep açısından hükmün Yargıtay ilamı ile onanmış olduğundan hüküm kurulmasına yer olmadığına; Maliye Hazinesine yönelik talep açısından ise davanın kısmen kabulüne 13.472,58 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Hazinesinden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili, kararın eksik incelemeye dayalı olarak verildiğini usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanunu’nun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafın aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilamı öncesinde sunduğu dilekçelerinde belirttiği, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı tarafın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.