"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Aliağa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun davacı idare yönünden esastan reddine davalı yönünden ise kabulü ile HMK'nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesine ilişkin olarak İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki İzmir İli, Aliağa İlçesi, Samurlu Mahallesi 976 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması, değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması ve kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan Bozköy 406 parsel sayılı taşınmaz başka mahallede olduğu gibi, emsal taşınmaz imar planına dahil olmakla birlikte düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmayan kadastro parseli, dava konusu taşınmazın ise bir kısmından % 40 düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılarak oluşturulan imar parseli olduğu anlaşıldığından, emsal karşılaştırması yapılarak bulunan bedele düzenleme ortaklık payı eklenerek bedel tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden karar verildiği ve dava konusu taşınmaza 2015 yılı emlak vergisine esas arsa metrekare rayiç değeri olan 126 TL'nin dahi altında kalacak şekilde değer biçildiğinden rapor inandırıcı bulunmamıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 15.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.