Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10652 E. 2023/759 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın tazmini gerektiği, gelir metodu ile belirlenen tazminat miktarında ve dava tarihinin değerlendirme tarihi olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aliağa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine,Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü 1294 parsel sayılı taşınmazın 6.204,26 m²'lik kısmının tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; açılan tazminat davasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar yeterli araştırma yapmadan taşınmazı satın aldıklarını, taşınmazın 1946 yılında yapılan orman tahdit çalışması ile orman sınırlarına alındığı anlaşılmakla tapuda şerhi işlemek zorunda olan Orman Bakanlığı olup bu durumdan Hazinenin sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ormanların özel mülkiyete tabi olamayacağından 1967 yılında yapılan tapulamanın hükmü olmadığından davacının talebinin yersiz ve haksız olduğu bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki talebi 6.204,08 m² olup bilirkişi raporunda arazi üzerinde yapılan hesaplama sonucu 6.204,26 m² üzerinden hesaplama yapılmış olup davacının ıslahı olmadan belirlenen bedelin hatalı olduğunu, tapu sicilinin tutulmasından doğan zarara ilişkin tazminatın şartlarının oluşmadığını, ilk kadastro çalışmalarında orman sınırları içerisinde kalan ve bu tarihten sonra yapılan kadastro çalışmasında ise mülkiyeti yolsuz olarak edinilmiş olan taşınmaza ilişkin davacı tarafından talep edilen tazminat yersiz olduğunu, belirlenen tazminat değerinin yüksek olup davanın Orman Genel Müdürlüğüne ihbarı gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince Devletin kusursuz sorumlu olduğu, taşınmazın kapama zeytinlik niteliğinde kabul edilip resmî veriler kullanılarak değerinin tespit edilmesinin, taşınmazın konum ve özelliklerine göre uygulanan kapitalizasyon faizi ve objektif değer artış oranının uygun olduğu; ancak Yargıtayın son içtihatlarında değerlendirme tarihinin dava tarihi olarak esas alındığı anlaşılmakla yeniden yapılan hesaplama sonucu çıkan bedelin kararda belirlenen bedelden yüksek olduğu; bu nedenle davacının istinafı olmadığından belirlenen bedele itibar edilmesine, değerlendirmenin dava tarihi itibarıyla yapıldığından faizin de dava tarihinden işletilmesi gerektiğinden hükmün faiz başlangıç tarihi yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü 1294 parsel sayılı, 106.864,00 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın 1971 yılında yapılan kadastro çalışması ile davacının miras bırakanı adına tespit ve tescil edildiği, taşınmazın davacıya intikal ettiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Aliağa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/406 Esas, 2014/144 Karar sayılı kararıyla taşınmazın 6.204,26 m²lik kısmının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın kanun yolu incelemesinden geçmeksizin 30.09.2014 tarihinde kesinleştiği, orman olan kısmın ifraz edilerek 1668, 1669, 1670 ve 1671 parsel sayısı ile tescil edildiği, eldeki davanın 10.09.2015 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen kapama zeytinlik niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi