"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçelerinde; Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2134 (1876 parsel sayılı taşınmazdan ifraz) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın niteliğinin belirlenerek gerçek değerinin tespitini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın metrekare rayiç bedelinin yüksek belirlendiğini, % 10 objektif değer artışı uygulanmasını gerektirecek bir neden olmadığını, Anayasa Mahkemesinin kararı hatalı yorumlanarak lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kapama bağ niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinin, kapitalizasyon faizi ile objektif değer artışı oranlarının yerinde olduğunu; ancak değerlendirme yılı olan 2020 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün maliyet cetveline göre değerlendirme yapılması teknik olarak doğru ise de, cetvelde yer alan üretim giderinin, brüt gelirin %50'sine yakın olmadığı, mevcut hali ile ekonomik tarıma hizmet eden bir oranda üretim gideri belirlendiği halde, raporda, üretim giderinin brüt gelirin 1/3'ü olarak alınması doğru bulunmadığından, resmi verilerdeki masraf esas alınarak resen yapılan hesaplama sonucu tespit edilen bedel üzerinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; tespit edilen bedel fahiş olduğunu, ürün veriminin yüksek, masrafın düşük alındığını, masrafların brüt gelirin 1/3’ü oranında alınmasının hatalı olduğunu, kapital faizin ve objektif değer artışının yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince yapılan hesaplamada 1 dekar sulu bağdan elde edilen net üzüm gelirinin hangi verilere göre belirlendiğinin anlaşılamadığını, ek rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, dayanak verilerin kaynağının gösterilmediğini, soyut hesaplama yapıldığını, tespit edilen bedelin düşük olduğunu, dava konusu taşınmaz arsa niteliği taşıyabileceğinin göz önünde bulundurulmadığını, demir yolu nedeniyle arta kalan ile kot farkı oluştuğunu, araziye ulaşımın güçleştiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi ve 12 inci maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama bağ niteliğindeki taşınmazın zemininin 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerlendirme tarihindeki resmi veriler esas alınarak değerinin tespit edilmesine, üzerinde bulunan yapıya ise aynı maddenin (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında değer azalışı olmayacağının kabul edilmesinin uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat Kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.