"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 137 ada 11 parsel ile 141 ada 5 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
2. Davacı idare vekili 27.12.2021 tarihinde UYAP'tan sunduğu dilekçesinde müvekkili kurumun dava konusu 141 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasından vazgeçtiğini belirtmiş, dilekçe ekinde 20.11.2020 tarihli kamulaştırmadan kısmen vazgeçmeye dair yazı örneği sunmuştur.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın etrafının son derece gelişmiş olduğunu, ulaşım imkanlarının iyi olduğunu, etrafında organize sanayi bölgelerinin bulunduğunu, arsa vasfında olduğunu ve emsal karşılaştırması yapılarak taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın aynı mevkide yer almadığını, satışın eski tarihli olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın vergi beyan değerleri arasındaki oranlamanın yapılmadığını, bilirkişi raporunda tek kıyasi emsal ile dava konusu taşınmaza değer biçilmesinin raporu sağlıksız kıldığını, emsal taşınmaz satışının gerçekleştiği tarihte üzerinde binaların olduğunu, bu nedenle emsal taşınmazın üzerinde yer alan binaların bedellerinin satış bedelinden düşülmesi gerekirken bilirkişilerin bu yönde herhangi bir hesaplama yapılmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bedelinin daha fazla olması gerektiğini, dava konusu taşınmazın konumunun çok iyi olduğunu, davaya konu taşınmazların Organize Sanayi Bölgesi içinde yer almakta olduğunu, müvekkillerinin de demir-çelik işiyle iştigal eden ve bu sıfatla ticaret sicilinde kayıtlı bulunan şirket ile şirket ortağı konumundaki sanayiciler olduğunu, davaya konu taşınmazda yapılacak kamulaştırma işlemi neticesinde müvekkillerin bir tesis kurma imkanı kısıtlanacağını, davaya konu taşınmazda inşaat yapılması hâlinde 12 metrelik çekme mesafesi uygulandığında daha az alanda inşaat yapılacağını ve bu durumun taşınmazın değerinde kayba yol açacağını, müvekkillerinnin zarar göreceğini, kamulaştırma sonrası taşınmazın arta kalan kısmında meydana gelen kısıtlamaların taşınmazın değerine oldukça büyük olumsuzluklara neden olduğunu, kamulaştırma bedeline taşınmaz üzerindeki ağaçların da bedelinin ilave edilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazlar için takdir edilmiş olan m² değerinin çok düşük kaldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabulü ile emsal incelemesi yapılmak suretiyle dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın konum, nitelik ve vergi beyanları itibarıyla karşılaştırma yaparak benzer özellikleriyle üstün ve eksik yanlarını da belirtmek suretiyle 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi çerçevesinde her iki taşınmazı kıyaslayarak dava konusu taşınmazların değerini belirlemelerinde isabetsizlik bulunmadığı, dosya içerisinde bulunan Organize Sanayi Bölgesi yazı cevabına göre kalan kısımda yapılaşmaya ilişkin bir kısıtlamanın söz konusu olmadığı, kamulaştırmadan arta kalan alanın yüzölçümü ve geometrik durumu gözetildiğinde itirazın yerinde olmadığı, aynı şekilde ağaç bedeline yönelik itirazın da dosya kapsamına uygun olmadığı, bilirkişi heyet raporunun karar vermeye yeterli ve elverişli olduğu, aynı bölgeden taşınmazlara yönelik Daireye yansıyan dava dosyalarındaki birim değerleri ile uyumlu olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın aynı mevkide yer almadığını, satışın eski tarihli olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın vergi beyan değerleri arasındaki oranlamanın yapılmadığını, bilirkişi raporunda tek kıyasi emsal ile dava konusu taşınmaza değer biçilmesinin raporu sağlıksız kıldığını, emsal taşınmaz satışının gerçekleştiği tarihte üzerinde binaların olduğunu, bu nedenle emsal taşınmazın üzerinde yer alan binaların bedellerinin satış bedelinden düşülmesi gerekirken bilirkişilerce bu yönde herhangi bir hesaplama yapılmadığını, yapı ve ağaç bedellerinin fahiş hesaplandığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bedelinin daha fazla olması gerektiğini, dava konusu taşınmazın konumunun çok iyi olduğunu, arta kalan kısımda değer kaybı verilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 137 ada 11 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.