"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
KARAR : Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, eski 188 parselde kain taşınmazın hissedarları olduğunu, söz konusu taşınmaza Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırmasız el atıldığını davalı idarenin halefi durumunda olduğu, yapılan bu işlem ile ilgili olarak davacının murisine tebligat yapılmadığı gibi herhangi bir ödeme de yapılmadığını, davalı tarafla uzlaşma yoluna gidildiğini ancak uzlaşma dilekçesine davalı tarafça olumsuz cevap verildiğini, bu nedenle kamulaştırmasız el atılan taşınmaz için şimdilik 10.000,00-TL tazminata hükmedilmesine, alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, davanın açıldığı tarihte hak düşürücü sürenin dolduğunu, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, taşınmaz bedelinin bankaya depo edildiğini, davacının tapuda rızaen ferağ vermediğinden idarece tescil davası açıldığını ve davacının bu davanın duruşmasına katılmış ve kararı temyiz etmiş olduğunu, kesin hüküm bulunduğunu, davacının iş bu davayı açma hakkı olmadığını, açıklanan nedenlerle haksız açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 20.000 m² yüzölçümlü 188 parsel sayılı taşınmazın, mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından 6830 sayılı İstimlak Kanunu hükümlerine göre kamulaştırıldığını, davacı ...'ün 341/20.000 hissesine karşılık belirlenen kamulaştırma bedelinin taşınmaz maliki adına Emlak Kredi Bankası Barbaros Şubesine kayıtsız şartsız bloke edildiğini, kamulaştırma tarihinde geçerli olan 6830 sayılı Kanun hükümleri gereğince taşınmaz malikinin adresinin; araştırıldığını ve tespit edilen adreste 2. kamulaştırma tebligatının muhataba tebliğ edildiğini, davanın öncelikle 30 günlük hak düşürücü sürede açılmamış olması sebebiyle süre aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından davacı aleyhine açılan Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/722 Esas sayılı tescil davasında davacının 20.12.1991 tarihli celseye katıldığını ve mahkemenin yargılama sonucunda verdiği kararı temyiz ettiğini, bu durumun davacının kamulaştırmayla ilgili dava açmaya yarayacak doğru ve sağlıklı bilgileri öğrendiğini kanıtlar nitelikte olduğunu, mahkemece kamulaştırmasız el atma hususu değerlendirilmeden karar verildiğini, Kamulaştırma Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7201 sayılı Kanun ile Değişik 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 3 gereği hesaplama yapılmadığından kararın bu yönüyle de kaldırılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir..
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tespit edilen adresine Bakırköy 5. Noterliği aracılığı ile (27.10.1989 tarih 84878 yevmiye) çıkartılan kamulaştırma tebligatının "09.11.1989 tarihinde muhatabın ... Mahalle Muhtarlığına tebliği, muhataba haber verilmek üzere komşusu ...'e haber bırakıldı." şerhiyle tebliğ edildiği, Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.02.1992 tarihli ve 1991/722 Esas, 1992/228 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazdaki davacı payının Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verildiği, kararın davalı ... ile bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09.04.1993 tarihli ve 1993/2510 Esas, 1993/6714 Karar sayılı kararıyla onandığı ve 08.06.1993 tarihinde kesinleştiği, ...'ün tescil davasının 20.12.1991 tarihli duruşmasına bizzat katıldığı anlaşıldığından her ne kadar davacı ...'e kamulaştırma evrakları yasaya uygun olarak tebliğ edilmemiş ise de, davacının yukarıda belirtilen tescil davasının duruşmasına bizzat katıldığı, Mahkemenin kararını temyiz ettiği ve bu şekilde kamulaştırmadan haberdar olduğu anlaşıldığından, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden, davalı idarenin istinaf itirazlarının bu bakımdan kabulü ile ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın usulüne uygun kamulaştırılmadığını, hak düşürücü sürenin noter tebligatı ile başladığını, davacıya usulüne uygun noter tebligatı yapılmadığını, 16 ncı ve 17 nci maddeler uyarınca açılan tescil davalarına katılmanın ve temyiz etmenin, hak düşürücü süreyi başlatmayacağını, bu hususta Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, kamulaştırma bedelinin ödenmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsilinin mümkün olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuu bahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Yapılan incelemede; davaya konu taşınmazın Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19.02.1992 tarihli ve 1991/722 Esas, 1992/228 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazdaki davacı payının Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verildiği, ...'ün tescil davasının 20.12.1991 tarihli duruşmasına bizzat katıldığı, kararın davalı ... ile bir kısım davalılar tarafından temyiz edildiği; davacının 20.05.1992 tarihli temyiz dilekçesinde kamulaştırmadan duruşmaya gittiğinde haberdar olduğunu, bedeli az gördüğünden temyiz yoluna başvurduğunu bildirdiği, kararın Dairemizin 09.04.1993 tarihli ve 1993/2510 Esas, 1993/6714 Karar sayılı kararıyla onandığı ve onama ilamında kamulaştırma işleminin adli ve idari yönden kesinleştiğinden bahisle idare adına tescil kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığının belirtildiği ve kararın da 08.06.1993 tarihinde kesinleştiği, anlaşıldığından kamulaştırma işlemi davacı açısından kesinleşmekle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.