"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
KARAR :Esastan ret/ Düzetilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 inci maddesi uyarınca davacı idare adına tesciline ilişkin asıl dava ile kamulaştırma şerhinin terkinine ilişkin karşı davanın yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı idare ile davalı-karşı davacı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine davacı-karşı davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ...dik ilçesi, ... Mahallesi, 1045, 1047, 1050 (eski 205, 209, 210) no.lu parsellerin Şeyhli-Gebze isale hattı proje güzergâhında kalan kısımları 1975 yılında müvekkil idare tarafından kamulaştrılarak, kamulaştırma tarihinde tapu sicilinde kayıtlı (1/3 hissesi ..., 1/3 hissesi ... ve 1/3 hissesi ... adlarına kayıtlı) hak sahiplerine dilekçe ekindeki banka dekontu ile T.C. Merkez Bankasına bloke edilerek ve kamulaştırma evrakları noter tebligatı ile usulüne uygun olarak 1975 yılında tebliğ edildiğini, taşınmazların 2942 sayılı Kanun'un 17 inci maddesine göre DSİ Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idarece ikame edilen davanın tarafı müvekkil şirket olmadığı halde usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan esasa girildiği, davaya konu şirket arazilerine 1956-1983 yılları arasında kamulaştırmasız el atıldığını, geçici istimlak şerhinin tapuya ancak ve ancak 1977 yılında işlendiğini, bu şerhin konulmasını müteakip aradan 40 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen davacı/karşı davalı idarece tescil işleminin gerçekleştiremediğini ve ilgili taşınmazların tahsis edildiği kamu hizmeti itibarıyla sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş olmasına rağmen hukuka aykırı bir şekilde huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacı-karşı davalı idarenin işbu davaya konu taşınmazların üzerine 1977 yılında işlenmiş olan istimlak şerhinin tahsis edildiği kamu hizmetinin ve dolayısıyla kamu yararının artık mevcut olmaması sebebiyle terkinini talep etme zarureti hasıl olduğunu, bu nedenlerle haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, karşı davanın kabulü ile davacı-karşı davalı idarenin müvekkil şirket taşınmazları üzerinde bulunan istimlak şerhinin tapu sicilinden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne, taşınmazın davalılar adına kayıtlı bulunan tapusunun iptali ile davacı idare adına tescili ve kamulaştırma şerhinin terkinine ilişkin karşı davanın kesin hüküm dava şartı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı idare yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur.
2-Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortada usulüne uygun bir kamulaştırma bulunmadığını, istimlak şerhinin tahsis edildiği kamu hizmetinin artık ortadan kalktığından istimlak şerhinin de kaldırılması gerektiğini ileri sürülerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma kararının usulüne uygun olarak tebliğinden ve kamulaştırmanın kesinleşmesinden sonra, idare kamulaştırma işlemi ile taşınmazı tescil harici edinmiş olduğundan, taşınmazların DSİ tarafından kamulaştırılarak kamulaştırma tarihinde tapu sicilinde kayıtlı ..., ... ve ...'a noter aracılığı ile tebligat yapıldıktan ve 1977 yılında tapuda kamulaştırma şerhi konulmasından sonra taşınmazların 1987 yılında Bitlis ... A.Ş.’ye sonrasında ünvan değişikliği ile ... ... A.Ş.'ye devir ve temlikinin 2942 sayılı Kanun'un 31/b maddesi uyarınca idareye karşı geçersiz olduğundan davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davacı idare lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararını düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesi müvekillerine usulüne uygun tebliğ edilmeden, davacı idarece verilen maddi hata dilekçesi ile usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadığından UYAP üzerinden taraf değişikliği yapıldığından davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, esasa ilişkin olarak 1977 yılında tapuya işlenen geçici istimlak şerhinin konusunun dava konusu taşınmazların altından geçen eski isale hattı nedeniyle mülkiyet değil irtifak hakkı tesisi mahiyetinde olduğu, davacı idarece usulüne uygun kamulaştırma yapılmadan 40 yılı aşkın sürece sadece irtifak hakkı kapsamında kullanıldığı, 2017 yılında da davaya konu parsellerden kaldırılararak başka bir alana taşındığından dolayı da dava konusu taşınmazların 2942 sayılı Kanun uyarınca tahsisi edildiği kamu hizmeti itibarıyla sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüştüğü ve kamulaştırırma işleminin temel şartlarından biri olan kamu yararı ortadan kalktığından istimlak şerhinin kaldırılması gerektiğinden karşı davalarının kabulü ile eksik incelemeye dayalı asıl davanın reddini ve asıl davada hukuka aykırı olarak davacı-karşı davalı idare lehine hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanunu'nun mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ile kamulaştırma şerhinin terkini istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un “Tapulu taşınmaz mallarda tescil” kenar başlıklı (mülga 24/4/2001 - 4650/21 md.) 17 nci maddesi
3. 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Ana Kanun’a İşlenemeyen, 24/4/2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi ile eklenen Geçici Madde 1 inci maddesi şöyledir:
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kamulaştırma kararı alınmış ancak henüz tebligata çıkarılmamış kamulaştırmalarda bu Kanun hükümleri, diğerlerinde önceki hükümler uygulanır.”
4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( 4721 sayılı Kanun) taşınmazı mülkiyetinin kazanılması başlıklı 705 inci maddesinin ikinci Fıkrası şöyledir:
''Mahkeme kararı, cebr-i icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyet tescilden önce kazanılır"
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki tapu kaydına göre dava konusu taşınmazların ... ... A.Ş. adına kayıtlı olduğu hâlde dava dilekçesinde davalı olarak ... Boya San. ve Tic. A.Ş. olarak yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve yargılama boyunca ... ... A.Ş vekilince temsil edildiği anlaşıldığından taraf teşkilinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
3. Davalı-karşı davacı tarafından, İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/310 Esas, 2013/335 Karar sayılı dosyasında; kamulaştırmasız el atıldığından bahisle dava açıldığı, yargılama sonucu verilen kararda idarece kamulaştırma işlemlerinin o tarihteki tapu kayıt mâliklerine karşı usulüne uygun yürütüldüğünden ve de 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi gereği 30 günlük hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verildiği kararının Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2014/27294 Esas, 2015/4558 Karar sayılı ilâmı ile onandığı, karar düzeltme başvurusu reddedilerek kararın kesinleştiği ve bu kararda belirlendiği gibi taşınmazları sonradan satın alan davalı-karşı davacı şirket yönünden de mülkiyet kamulaştırmasının kesinleştiği dolayısıyla 2942 sayılı Kanun'un 17 inci maddesinin koşulları oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur.
4. Bu durumda; 4721 sayılı Kanun'un taşınmazı mülkiyetinin kazanılması başlıklı 705. maddesinin 2 inci fıkrası gereği davacı-karşı davalı idarece dava konusu taşınmazların mülkiyeti tescilden önce kazanıldığı, 2017 yılında isale hattının deplase edilerek işletme dışı bırakılmasının kamulaştırmayı ortan kaldırmayacağı, davacı-karşı davalı idarece de kamu hizmetine tahsisten vazgeçtiğine ilişkin olarak alınmış bir karar olmadığı da gözönünde tutulduğunda karşı davanın reddine karar verilmesi uygundur.
5. 2942 sayılı Kanun'un 17 inci maddesi gereği davalı-karşı davacı tarafından hakkında açılan dava ilk celse kabul edilmediğinden davacı-karşı davalı idare lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı-karşı davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı-karşı davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.