"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın idare adına tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.05.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalılar vekili Avukat ... gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2783 ada 73 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; bedele ilişkin itirazları saklı kalmak üzere karar verilmesi konusunda takdiri mahkemeye bıraktığını beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ile hazırlandığını, emsal incelemesinin usulüne uygun yapılmayarak yüksek bedel belirlendiğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın yeri ve konumu itibarıyla kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini ileri sürülmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın, 1/1000 ölçekli imar planı içinde bulunmamakla birlikte; Dairemiz denetiminden geçen Dairemizin 2018/4267 Esas sayılı dosyasında arsa olarak değer biçilen 293 parsel sayılı taşınmazla aynı konumda olduğu, bilirkişi kurulu raporunda belirtilen ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü parsel sorgu uygulamasından yapılan gözlem ile dosyasından tespit edilen özellikleri gözetildiğinde arazi değil arsa niteliğinde olduğu anlaşıldığından Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan keşif sonucunda hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal mukayesesi yapılmak suretiyle değer biçilmesinde aynı kamulaştırma kapsamında ve aynı değerlendirme tarihinde ayı güzergahta Dairemiz denetiminden geçen dava dosyalarındaki taşınmazlara 55,00-75,00 TL metrekare arasında değerler biçildiği, bu taşınmazlarla dava konusu taşınmazın dosyada belirtilen özellikleri ve Dairemizce coğrafi bilgi sistemleri üzerinden gözlemi yapıldığında metrekare değerinin uygun olduğu ve Mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz itirazında bulunmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz itirazında bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, Kamulaştırma bedelinin tesbiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2 Dava konusu taşınmazın üzerindeki yapılara resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek,ağaçlara yaş, cins ve verim durumlarına göre maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belertilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Bakanlar Kurulu'nun Yargıtay tarafından benimsenen 28.02.1983 tarihli ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, belediye veya mücavir alan sınırları içinde kalan taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü için uygulamalı imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış olması esastır. Aynı karar uyarınca imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için değerlendirme tarihi itibarıyla, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (Belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanması ve meskun yerler arasında yer alması gerekir.
5. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan dava konusu taşınmaza bitişik konumda bulunan 2783 ada 273 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak açılan ve aynı gün Dairemiz incelemesinden geçen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2021/179 Esas 2022/1119 Karar sayılı dosyasında Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/396 Esas, 2020/162 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmaza arazi olarak değer biçen bilirkişi raporu hükme esas alınarak verilen karar objektif değer artış oranının %100 oranında uygulanması gerektiğinden bahisle kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmuş verilen karar Dairemizin 2022/11826 Esas sayılı kararı ile taşınmazın vasfının araştırılması gerektiğinden bahisle bozulduğu gözetildiğinde; yukarıda esası belirtilen dosya ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde yer alan dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan 293 parsel sayılı taşınmaza ilişkin 2018/4267 Esas sayılı dosyası getirtilerek işbu dosyalardaki bilirkişi raporları da denetlenip varsa ayrılma nedenleri ile Bakanlar Kurulunun 28.02.1983 tarihli ve 1983/6122 sayılı kararında belirtilen husulardaki tüm bilgi ve belgeler getirtilerek dava konusu taşınmazın vasfının arsa olup olmadığı hususunun kesin olarak tespiti yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirir.
6. Kabule göre de; dosya içindeki hükme esas alınan bilirkişi raporlarında incelenen emsallerin imar parseli olduğunun kabulü ile değerlendirme tarihindeki kadastral parsel olarak karşılığı belirlendiği hâlde kıyaslama yapılırken imar parseli olarak karşılığı üzerinden yapılan oranlama ile metrekare birim fiyatı belirlendiği gibi dava konusu taşınmaz ile emsallerin değerlendirme tarihi olan dava tarihinde Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dâhil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden hesaplama yapan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
7. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi de bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı taraftan alınmasına,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.