Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11146 E. 2023/1341 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan bir taşınmazın bedelinin tespiti ve tescili davasında, belirlenen bedelin ve değer artış oranının yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, arazi niteliğindeki taşınmaza gelir yöntemi esas alınarak değer biçilmesinin doğru olduğu, belirlenen objektif değer artış oranının ve metrekare birim fiyatının Yargıtay denetiminden geçmiş benzer dosyalarla uyumlu olduğu, bedelin adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edildiği gözetilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebeye esas alınan ürünlere ait verilerin resmi verilere uygun alınarak bedelin yeniden belirlenmesi ve faizin bitiş tarihinin doğru tespiti suretiyle yeniden esas hakkında verilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf isteminin reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, ... ilçesi ... Mahallesi, 169 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı idarenin 2012 yılında taşınmaza haksız olarak el atmış olduğunu, 2015 yılına kadar herhangi bir kamulaştırma işlemi yapmadığını, taşınmaz üzerine yol yapılmış olduğunu bu yolun kamu hizmetine sunulduğunu, aradan geçen 3 yıl içinde de herhangi bir şekilde müvekkilinin zararının karşılanmadığını, mevcut durumda müdahalenin meni davası açma haklarının bulunduğu hâlde bu hakkın kamu zararına yol açacağı düşüncesiyle, müvekkilinin zararının karşılanması amacıyla, tamamen iyiniyetli bir şekilde kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açmış bulunduklarını, Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış oldukları davanın derdest olmasından dolayı iş bu davanın görülmesinin mümkün olmadığını, mümkün görülürse açmış oldukları davaları ile birleşmesi gerektiğini belirterek, mahkememizde görülen davanın derdest dosya olması sebebiyle reddine ya da diğer dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kuru tarım arazisi olan taşınmazın 1.sınıf sulu tarım arazisi olarak kabulünün mümkün olmadığını, arazide ekilen ürünlerin belirlenmesi için çiftçi kayıt sisteminin kayıtlarının celbinin gerektiğini, elde edilebilecek ürün miktarının ve ürün bedelinin yüksek gösterildiğini, kapitalizasyon faizinin %4 oranında alınmasının kabul edilemeyeceğini, kapitalizasyon faiz oranı belirlenirken dikkate alınan unsurların objektif değer artışında da dikkate alınarak yüksek oranda objektif değer artışı oranı uygulandığını, gerekçeli kararda yer alan faiz hükmünün hakkaniyete uygun olmadığını, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yasaya aykırı olduğu iddialarını ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; faizin eksik hesaplandığını, objektif değer artışının düşük olduğunu, yılda 4 ürün alındığını, sulu olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arazi niteliğindeki taşınmaza gelir yöntemi esas alınarak değer biçilmesinin doğru olduğunu, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi yaptığı temyiz incelemesinde; 2020/10858 Esas, 2021/3459 Karar sayılı dosyası ile, çıplak m² birim bedelini 10,96 TL ve objektif değer artış oranını ise %100 olarak tespit eden bilirkişi raporunu usule uygun bularak sonuç m² bedelini aynı yıl için 21,92 TL olarak yerinde görülmediğini, münavebe ürünü olarak belirtilen silajlık mısırın fiyatı resmi verilere göre, 0,18 TL iken 0,30 TL olarak kabul edilip çıplak m² birim bedelinin buna bağlı olarak aynı yıl için 17,94 TL olarak belirlenmesi isabetsiz bulunarak denetimden geçen metrekare birim bedeline uygun olarak bedel yeniden belirlenmek suretiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üçüncü alt bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz ile Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen taşınmazın arasında oldukça mesafe olduğunu, objektif değer artış oranının ve bedelin düşük olduğunu, faizin doğru hesaplanmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki Diyarbakır ili, ... ilçesi ... Mahallesi, 169 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi uygundur.

3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda arazi niteliği ile değer biçilmiş olup belirlenen objektif değer artış oranı benzer özellikteki dairemiz denetiminden geçen dosyalarda da benimsenmiş olup, tespit edilen metrekare birim fiyatı denetimden geçen dosyalar ile uyumludur.

4. Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebeye esas alınan ürünlere ait verilerin İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü resmî verilerine uygun alınarak bedelin yeniden belirlenmek ve faizin bitiş tarihini doğru tespit etmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.