Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11465 E. 2023/1109 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle Hazine aleyhine açılan tazminat davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf incelemesinde maddi hata yapıp yapmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davacı tarafın istinaf başvurusu olmadığı halde davacı lehine istinaf başvurusunun kabulüne karar vererek maddi hata yaptığı, ancak bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Düzeltilerek Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine dair hüküm kurulmuş ise de bu karar maddi hata niteliğinde olup yapılan incelemede davacılar vekilinin istinaf başvuru talebinin olmadığı, davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/86 Esas sayılı dosyasında dava konusu Van ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 874 ada 49 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi sınırları içerisinde kalması nedeni ile ... tarafından tapu malikleri ... ile ... aleyhine açılan olan tapu iptali davasına karşı olarak davacılar vekili tarafından sunulan 10.02.2021 tarihli karşı dava dilekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemli eldeki davanın açıldığı, mahkemece verilen tefrik kararı ile tazminat talebine ilişkin eldeki dava için iş bu esas sayılı dosyada yargılamaya başlanmış olup davacılar vekili somut uyuşmazlığa konu dava dilekçesinde; taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeni ile tescil harici bırakılması nedeni ile uğranılan zararın davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı vekili 15.02.2021 tarihli dilekçesi ile dava etmek istedikleri kurumun Maliye Hazinesi olduğunu, Bakanlık da Hazine vekili tarafından temsil edilmekte olduğundan temsilde yanılma hâli söz konusu olduğunu beyanla, davanın Maliye Hazinesine yönlendirilmesine karar verilmesini talep etmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 124 üncü maddesi uyarınca Hazine davalı olarak dosyaya eklenmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin 21.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişsiz ve yetersiz olduğunu, husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan alanın özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu; ancak davacıların ıslah dilekçesinde talep ettiği miktarın aşılması suretiyle hüküm kurulması doğru olmadığından düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişsiz ve yetersiz olduğunu, husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan alanın özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Van ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 874 ada 49 (eski 575 ada 2) parsel sayılı 17.600.00 m² yüzölçümlü taşınmazın 1979 yılında yapılan kadastro çalışmalarında ½ oranında hisseler ile davacı ... ile dava dışı İsmail Kılavuz adına tescil edilmesinden sonra İsmail Kılavuz'un ½ oranında hissesinin 14.07.1993 tarihinde davacı ... tarafından satın alındığı, taşınmaz davacılar ... ile ... adlarına tapuda kayıt iken, taşınmazların beyanlar hanesine 04.02.2015 tarihli ve 1028 yevmiye numaralı işlem ile "Taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmaktadır." şeklinde şerh konulduğu, ... tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/86 Esas, 2021/63 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine karar verildiği, kararın kanun yolu incelemesinden geçmeksizin 23.03.2021 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 10.02.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki Van ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 874 ada 49 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Yapılan incelemede; ilk derece mahkemesi kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvuru talebinin olmadığı; yalnızca davalı Hazine vekilinin istinaf başvuru talebinin olduğu ve karar içeriğinden de anlaşılacağı üzere davalı Hazine vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği hâlde, Bölge Adliye Mahkemesince maddi hata yapılarak davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine dair hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinden “Davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ve davalı yanın istinaf başvurusunun reddi” ibaresinin çıkartılmasına, yerine “Davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile” cümlesinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.