Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11500 E. 2023/770 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli davasında, ilk davada saklı tutulan kısım için açılan ek davada, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kanun'un Ek 3. maddesinin, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş taşınmazlar hakkında da uygulanacağı ve bu hükmün kanun yolu incelemesinde olan davalarda da uygulanacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olarak açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 279 parsel sayılı taşınmaza usulüne uygun kamulaştırma yapılmaksızın 17inci madde uyarınca Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği, Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/262 Esas, 2017/38 Karar sayılı dosyasında el atılan alanlar için 1.968.633,33 TL kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat belirlendiğini, mahkemece taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL üzerinden karar verildiğini, kararın 09.11.2020 tarihinde kesinleştiğini belirterek ilk davada hükmedilmeyen bakiye 1.958.633,33 TL’nin asıl dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; 7201 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 6 ıncı maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) Ek 3 üncü madde eklenmiş ve bu madde ile kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değer tespitine ilişkin değişiklik yapıldığını, bu madde uyarınca değerinin tespit edilmesi gerektiğini, kamulaştırma işlemi kesinleştiğinden davanın reddi gerektiğini ayrıca dava konusu taşınmazın mülkiyetini, kamulaştırma amacına uygun olarak 21.09.1989 tarih 3816 yevmiye No.lu işlem ile S.S. ... Kooperatifi'ne devredildiğinden davanın ihbar edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kesinleşen mahkeme hükmü ile dava konusu taşınmazın mülkiyeti idareye geçtiğinden ve yine davacıların tescil davasında kendilerine yapılan tebligat ile kamulaştırmadan haberdar oldukları hâlde, yasal süresi içinde tezyid-i bedel davası açmadıklarından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması hatalı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Kamulaştırma Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7201 sayılı Kanun 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 30988 sayılı ve 24 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış olup 2942 sayılı Kanun'un ek madde 3 uyarınca taşınmazın idare adına tescil edildiği durumda tescil edildiği tarihin değerleme tarihi olarak esas alınması zorunlu hâle geldiğini mahkemece davanın reddi talebimiz kabul edilmez ise kamulaştırma işlemlerinin eksik ya da hatalı olduğuna hükmedilse dahi dava konusu taşınmazın tescil tarihindeki değerinin esas alınması ve bu tarihteki değerinin belirlenmesi, belirlenen bedelin dava tarihi itibarıyla güncellenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/262 Esas sayılı dosyasında, davacılar tarafından aynı taşınmazla ilgili fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan kamulaştırmasız el atma tazminatı davasının reddine dair kararın, Bölge Adliye Mahkemesi 2017/2882 Esas- 2019/116 Karar sayılı dosyası ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 09.11.2020 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle ek dava niteliğindeki bu davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ek davada hükmedilen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6100 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dosyada bulunan delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, taraflar arasında görülüp kesinleşen Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/262 Esas 2017/38 Karar dosyasında belirlenmiş olan m² birim bedeli esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de;

Dava konusu taşınmazdaki davacılar murisine ait payın Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/626 Esas, 1990/107 Kararı ile geçersiz tebligat işlemine rağmen kamulaştırma bedelinin bloke edilmiş olduğu ve kamulaştırma işleminin kesinleştiği gerekçesiyle 2942 Sayılı Kanun'un 17inci maddesi uyarınca davalı idare adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

Dava derdest iken 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarih, 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ıncı ve 7 inci maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarih, 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 inci ve 27 inci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 3, Geçici 15 inci ve 17 inci maddeleri ile;

Ek 3 maddesi ile "Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle: 9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır."

Geçici 15. maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanun'un 16. ve 17. maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, Ek 3. madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”

Geçici 17. maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanun'un Ek 3. maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır” hükümleri getirilmiştir.

Bu durumda yukarıda açıklanan hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bu husus bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin temiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.01.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin ilk davada saklı tutulan bölümün tahsiline ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince esastan reddi kararının Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;

Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;

Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.

Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasanın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.

Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16. ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyası getirtilip kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.

Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan dava sonunda verilen tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.