Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11502 E. 2023/885 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalı idarece kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların usulüne uygun olarak kamulaştırıldığı, tezyidi bedel davaları sonucunda arttırılan bedellerin tahsili için icra takiplerinin yapıldığı ve bu nedenle kamulaştırmasız el atma koşullarının oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... köyü, 2/3 pafta, 19823 parselin 29 m²si; aynı yer ve mevkide 19825 parselin 270 m²si; aynı yer ve mevkide 19826 parselin 278 m²sinin davalı ... Müdürlüğünce istimlak edildiğini; ayrıca fiilen el konulduğunu ve taşınmazların 1995 tarihinden itibaren bugüne kadar yol olarak kullanıldığını, istimlak bedellerinin müvekkillerinin kardeşleri ile süren miras-tenkis davaları sebebiyle konulmuş olan tedbirden ötürü bugüne kadar kanunî bir dayanağı bulunmadığı halde icra dosyasına ödenmediğini, kesin hükme ve kesinleşen icra emrine rağmen icra dosyasına yatırılmadığını ve yatırılmayacağının kendilerine tebliğ yolu ile bildirildiğini, dava konusu taşınmazlara ait 2015 tarihindeki rayiç bedeli, fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL'nin zararın öğrenildiği 13.07.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte mülkiyet bedeli olarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; bedellerinin ödenmesi istenen yer ve hesap numaralarının idarelerine bildirilmesi halinde yukarıda belirtilen mahkeme kararlarıyla ödenmesi kararlaştırılan bedellerin 2015 yılına göre güncelleştirilip ödenmesinin mümkün olduğunu, bu nedenle kamulaştırma işlemlerinin tamamlanması için idarelerine müracaat etmeleri gerektiğini, daha önceden kesin hükme bağlanmış bir mahkeme kararı var iken bu dava ile taşınmazların 2015 yılı rayiç bedellerinin 13.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesinin talep edilmesinin mümkün olamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usulüne uygun kamulaştırma yapılarak bedelinin ödendiğini, tezyidi bedel davalarının kesinleştiğini, tahsil imkanının olup olmamasının kesin hükmün sonuçlarını ortadan kaldırmayacağını belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilamlı icrada borçlunun borcunu ödeme dışında ödemeden kurtulmasının mümkün olmadığını, istimlak bedellerinin müvekkillerinin kardeşleri ile süren miras-tenkis davaları sebebiyle konulmuş olan tedbirden ötürü bugüne kadar kanunî bir dayanağı bulunmadığı halde icra dosyasına ödenmediğini, kesin hükme ve kesinleşen icra emrine rağmen icra dosyasına yatırılmadığını ve yatırılmayacağının kendilerine tebliğ yolu ile bildirildiğini, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmadığını, kamulaştırmasız el atma hükümlerine göre bedelin ödenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazlar hakkında verilmiş ve kesinleşmiş kamulaştırma işlemi ve bedelinin mevcut olduğu, tahsil imkanının olup olmamasının kesin hükmün sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı, davacının kamulaştırmasız el atma işlemine dayalı tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı, mahkemece davacının açtığı işbu davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvurusunda ileri sürdüğü hususları tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... ilçesi, ... köyü 19823 parselin 29 m²si; aynı yer ve mevkide 19825 parselin 270 m²si; aynı yer ve mevkide 19826 parselin 278 m²sinin usulüne uygun olarak kamulaştırıldığı, açılan tezyidi bedel davaları sonucunda arttırılan bedellerin tahsili için icra takiplerinin yapıldığı anlaşıldığından kamulaştırmasız el atma koşulları oluşmamıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz karar harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.