Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11529 E. 2023/1170 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro düzeltmesi nedeniyle taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın niteliği arazi olduğundan gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve gerçek bedelinin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci maddesi gereğince yapılan düzeltme nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin dava sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının maliki olduğu Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... köyü 1082 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünde Tapu Müdürlüğünce yörede 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesine göre yapılan düzeltme çalışmaları sonucunda azalma meydana geldiğini, mülkiyet hakkının kaybı nedeniyle uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın dayanağının davacının taşınmazı satın alma işleminden kaynaklandığını, davacının ağır kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.05.2016 tarihli ve 2016/387 Esas, 2016/524 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; ıslah harcının tamamlanması için davacı tarafa kesin süre verilerek harç tamamlandığı takdirde ıslah edilen değer üzerinden, tamamlanmaz ise başlangıçta talep edilen dava değeri ile bağlı kalınarak hüküm kurulması ve yörede 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesine göre teknik hataların düzeltilmesi ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu’na (3083 sayılı Kanun) göre toplulaştırma işlemleri yapıldığı anlaşıldığından, çekişmeli taşınmazın yüzölçümündeki azalmanın hangi işlemden kaynaklandığı, mülkiyetteki azalmanın hangi işlem sonucu oluştuğu kesinliğe kavuşturulduktan sonra bu işlemin kesinleştiği tarih zararın oluştuğu tarih kabul edilmek suretiyle, zarar tarihi itibarıyla arsalarda emsal satış; arazilerde net gelir yöntemine göre değer tespiti yapılması gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2017 tarihli ve 2016/1153 Esas, 2017/834 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, dava konusu taşınmazın değerini belirlemek için kurul raporu alınması gerekirken tek ziraat bilirkişinin hesapladığı değer üzerinden hazırladığı rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğu, 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılarak 3402 sayılı Kanun’un 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme çalışmasının kesinleştiği tarih itibarıyla net gelir yöntemine göre davacı hissesine isabet eden değer tespit ettirilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.02.2021 tarihli ve 2020/332 Esas, 2021/148 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Hazinenin sorumluluğuna başvurulamayacağını, düzeltme işlemine karşı dava açılıp açılmadığı, bu işlemden etkilenen başka parseller olup olmadığı hususlarının araştırılması gerektiğini, yapılan keşifte taşınmazın satın alındığı tarih ile düzeltme işleminin yapıldığı tarih itibarıyla taşınmazın fiili kullanım sınırlarının değişip değişmediğinin tespit edilmediğini, zararın meydana geldiği tarih itibarıyla değer biçilmesi gerektiğini ve davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.

3. 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi.

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmı.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

6. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... ilçesi, ... köyü 1082 parsel sayılı taşınmazın, 1953 yılında yapılan tapulama sırasında 5.898.000,00 m² yüzölçümlü tarla niteliği ile dava dışı kişiler adına tespit ve tescil edilmiş iken davacı tarafından 20.03.1998 tarihli ve 129 yevmiye numaralı işlemle 140.428/5.898.000 payın (140.428,00 m²) satın alındığı, 22.04.2010 tarihinde tapu kaydına “3083 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi gereğince Tarım Reformu” şerhi ve 20.04.2011 tarihinde ise “Kadastro Kanununun 41. maddesine göre düzeltme vardır” şerhi konulduğu, 41 inci madde uyarınca yapılan düzeltme çalışmaları sonucu 24.05.2012 tarih ve 2047 yevmiye numaralı işlemle yüzölçümü 5.258.461,18 m²ye düşürüldüğü, Teknik Hataları Düzeltme Formunda parselin sınırlarında ve geometrik şeklinde herhangi bir değişiklik olmadığının belirtildiği ve 29.12.2014 tarihinde 5.176.733,62 m²lik kısmının toplulaştırmaya alındığı, toplulaştırma sonrası dava konusu taşınmazın 81.727,56 m² yüzölçümü ile davacı ... dava dışı kişiler adına tapuya tescil edildiği, eldeki tazminat davasının 28.03.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Dava konusu arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.