"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.06.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalılar vekili Avukat ... gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, eski 418 (yeni 232 ada 8) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Ticaret İnşaat Servis Hizmetleri A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parsel için acele kamulaştırma dosyasında tespit edilen arsa m² bedelinin, gerçeği yansıtmaktan bir hayli uzak olduğunu, dava konusu taşınmazın çok değerli konumda olup rayiç değerinin bir hayli yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın, elektrik ve içme suyu şebeke hattı ile belediye yapı imkânlarından faydalandığını, ayrıca dava konusu taşınmazın çevresindeki yapılaşmanın da dikkate alınması gereken bir diğer husus olup taşınmazın bulunduğu çevrede çok sayıda site, villa gibi yapılaşma bulunmasının taşınmazın değerini artırdığını belirterek dava konusu taşınmazın mahallinde keşif icra edilerek dava konusu taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın geniş bir alanı kapsadığını, bu hususun kıymet takdiri açısından bilirkişi raporunda yeterince dikkate alınmadığını, taşınmazın imarlı olup arsa niteliğinde olduğunu, taşınmazın lokasyonunun değere etki eden en önemli faktörlerden olduğunu, taşınmazın ulaşım açısından son derece elverişli bir konumda olduğunu, spor, kültür ve turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu bir bölgede bulunduğunu belirterek taşınmazın kıymet takdirinin yeniden yapılmasını talep etmiştir.
3. Yargılamanın devamı aşamasında her iki davalıyı aynı vekil temsil etmeye başlamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarihli ve 2020/163 Esas, 2021/165 Karar sayılı kararı ile verilen kesin sürede fark kamulaştırma bedeli blok edilmediğnden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2021 tarihli ve 2021/1724 Esas, 2021/1407 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilllerinin istinaf başvurusunun kabulü ile Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/107 Esas, 2017/154 Karar sayılı dosyasında acele el koyma kararı doğrultusunda 10.519.934,00 TL bedelin depo edildiği, yine İlk Derece Mahkemesinin verdiği 13.122018 tarihli ilk karar ile tespit edilen kamulaştırma bedelinin 10.519.934,00 TL ve acele el koyma dosyasında belirlenen bedelin mahsubundan sonra kalan fark bedelin 60.784,77 TL olduğu ve 3 aylık vadeli mevduat hesabında nemalandırıldığı, ayrıca tescil/terkin yönünden de hüküm kurulduğu, dolayısıyla, depo edilen bedellerin davacı idareye iadesi, terkinine karar verilen taşınmazın ise davalılar adına tesciline ilişkin düzeltme yapılması gerektiğinden bahisle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin10.11.2021 tarihli ve 2021/1724 Esas, 2021/1407 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; davacı idare vekilinin 30.12.2021 tarihli dilekçesi ve ekinde sunulan banka dekontlarına göre; davacı idarenin istinaf karar tarihinden sonra depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek taraf vekillerinin beyanları da alındıktan sonra işin esasına girilmek suretiyle karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda seçilen emsalin uygun olmadığını, emsal incelemesinin usule uygun yapılmadığını, taraflara yeniden emsal sunmaları için süre verilip yeniden keşif yapılması gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idarenin yargılamayı sürüncemede bırakması nedeniyle kamulaştırma bedelinin geçen zamanda yasal faiz ile telafi edilemez şekilde aşındığını, 60.784,77 TL iade edildiği halde iade olmamış sanki 3 aylık vadeli hesapta nemalanıyormuş gibi hüküm kurulduğunu, davacı tarafın 5 kez verilen süreye rağmen depo kararlarını yerine getirmediğini, zaman kazanmaya çalıştığı, bunun dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, usul ekonomisi ilkesinin bu dosya açısından işlevinin kalmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Mahkemece uyulan bozma ilâmında usul ekonomisi gözetilerek tarafların da beyanı alınmak suretiyle sonucuna göre işin esasına girilip karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği ve Mahkemece bozma sonrasında davalılar vekilinin 20.06.2022 tarihli dilekçesi ve 30.06.2022 tarihli duruşmadaki beyanı ile davalı vekilinin bozma ilâmına karşı direnilmesi yönünde beyanda bulunduğu gözetildiğinde, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı taraftan alınmasına,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalılardan idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.