Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11615 E. 2023/2069 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmazın bedelinin tahsili için dava açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bedelinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesine göre belirlenip davacıya ödenmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece idari yargının görevli olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 18. Hukuk Daresince onanmış, davalı idare vekili tarafından vekalet ücretine dair talebin reddine ilişkin ek karar davalı idare vekilinin temyizi üzerine onanmış, davalı idare vekilinin karar düzeltme talebinin de reddine karar verilmiş ve karar 04.04.2016 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacılar vekili tarafından idari yargıda açılan dava sonucunda verilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar üzerine çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesinin 23.12.2019 tarihli ve 2019/601 Esas, 2019/813 Karar sayılı kararı uyarınca adli yargının görevli olduğuna kesin olarak karar verilmiştir.

Uyuşmazlık Mahkemesi kararı üzerine işin esasına girilerek Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, davacılar vekiline temyiz harcını yatırması için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 366 ncı maddesi yollaması ile 344 üncü maddesi gereğince muhtıra tebliğ edildiği ve tebliğden itibaren 1 hafta içerisinde harcın yatırılması talep edildiği halde, davacı tarafın verilen süre içerisinde harç yatırmadığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun'un 344 üncü maddesi gereğince kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceği gözetilerek, süresinde harcı yatırmayan davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir, ek karar usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen süresi içinde temyiz edilmemiştir.

Mahkemenin 2020/82 Esas, 2021/306 Karar sayılı kararını davalı temyiz etmediğinden 21.06.2022 tarihinde kesinleştiğinden bahisle kesinleşme şerhi verilmiş ise de dosya içindeki bilgi ve belgelerden davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı idare vekilince temyiz süresi içerisinde verilen dilekçe ile temyiz harcı yatırılarak temyiz edilmiş olduğundan Mahkemenin 2020/82 Esas, 2021/306 Karar sayılı kararındaki kesinleşme şerhinin kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Kayseri ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1 ada 86 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde, imar planında yol ve cami alanı olarak ayrıldığını bu nedenle mülkiyet hakkının kısıtlandığını, taşınmaza hukuken el atıldığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan Ahmet Kızılvarinlioğlu’nun tapu maliki olmadığını, taşınmaza idarece el atılmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekile temyiz dilekçesinde; taşınmazda cami alanı olarak ayrılan kısım idarenin sorumluluğunda olmadığını, yol olarak ayrılan kısımda ise tüm sorumluluğun Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğunu, taşınmaz halen davacılar murisleri adına kayıtlı olup muris ... haricinde intikal yapılmadığından bu durumun Belediye adına tescilinin yapılması hususunda telafisi güç zararlar meydana getireceğini, ayrıca kararda fen bilirkişi raporunun kararın eki sayılmadığını ve taşınmaz bedelinin yüksek belirlendiğini ve resen görülecek sair hususlarla kararın bozulması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.08.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Kayseri ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1 ada 86 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca tespit edilen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun Mahkeme kararının ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

06.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.