Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11708 E. 2023/1833 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında, imar planında eğitim alanı olarak ayrılan ve fiili el atma olmaksızın kamulaştırmasız el atıldığı iddia edilen taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiilen el atılmamış olsa da imar planında eğitim alanı olarak ayrılmasından sonra makul süre içerisinde kamulaştırma yapılmaması nedeniyle kamulaştırmasız el atmanın gerçekleştiği ve belirlenen bedelin davalı idareden tahsilinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 43217 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında ilköğretim alanı olarak ayrılarak kamuya tahsis edildiğini, paydaş dosyaları Yargıtay denetiminden geçtiğinden davalı idarece fiilen el atıldığının kabulü ile kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle usul yönünden reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmazda müvekkili idareye ait herhangi bir yapı ve tesis bulunmadığını, imar planında İlköğretim Alanı olarak ayrıldığı, fiili el atma olmadığından davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, davacının Yargıtay kararına dayanarak dava konusu taşınmaza fiili el atmanın kabulü ve davanın adli yargıda görülmesini talep ettiğini; ancak kanun hükmü ile yargı yolu belirlenmiş iken yargı kararının üstün tutulması ve kanunun görmezden gelinmesinin mümkün olmayacağını, fiili el atma olmadığı için davanın görev yönünden reddedilmesini, dava konusu taşınmaza başkaca bir hissedar tarafından açılan ve kesinleşen davanın başka bir mevzuat yürürlükte iken görüldüğünü, hal böyle iken bu davanın kazanılmış bir hak olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, yürürlükteki mevzuata göre karar verilmesi gerektiğini, davacının dava konusu taşınmaz ile alakalı da önceden idari yargıda dava açtığını, taşınmazdaki hissesini satın aldığı tarihten itibaren 5 yıllık süre dolmadığı için davanın mülkiyet hakkının süresiz bir şekilde kısıtlanmadığının kabulü ile esastan reddedildiğini, davayı kabul etmemek ile birlikte davacının talep ettiği meblağın ve faizin fahiş olduğunu, açıklanan nedenler ve resen dikkate alınacak nedenler ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinde idareye ait tesis bulunmadığı, fiili el atma gerçekleşmediğinden idari yargının görevli olduğu, husumetin imar planı yapmaya ve uygulamaya yetkili ilgili Belediye ya da Maliye Hazinesine yöneltilmesi, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile eklenen geçici 12 inci maddesi gereği inceleme yapılması gerektiği gibi hatalı ve eksik değerlendirme yapan ve metrekare birim fiyatının yüksek belirleyen bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, ıslah edilen bedele ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın 1996 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamında ilköğretim alanı olarak ayrıldığı, her ne kadar taşınmaza fiili olarak el atılmamış ise de davalı idare tarafından imar planının kesinleşmesinden itibaren 5 yıllık süre içinde dava konusu taşınmazın kamulaştırılması yönünde herhangi bir işlem yapılmadığı ve Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662 Esas, 2010/651 Karar sayılı kararı da gözetildiğinde, taşınmaza kamulaştırma şerhinin işlendiği, kamuya özgülenme durumunun devam ettiği, taşınmaza fiili el atma olgusu gerçekleşmemiş olsa dahi imar planlarının onay tarihi dikkate alındığında makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak bedel tespit edilmesinde ve bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığından davalı idare istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerine idareye ait tesis bulunmadığını, fiili el atma gerçekleşmediğinden idari yargının görevli olduğunu, husumetin imar planı yapmaya ve uygulamaya yetkili ilgili belediyeye yöneltilmesi gerektiğini, dava şartı olan uzlaşma yoluna gidilmediğini, hatalı ve eksik değerlendirme yapan ve metrekare birim fiyatının yüksek belirleyen bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, artırılan bedele ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun( 2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi ile 26.11.2020 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlesi

3.2942 sayılı Kanun'nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi doğru olup, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen metrekare birim fiyatı bölge itibari ve paydaş dosyaları ile Dairemiz denetimden geçen dosyalar ile uyumludur.

3.Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, 1997 tarihli yürürlükte bulunan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında dava konusu taşınmazın ilköğretim olarak ayrıldığı dikkate alındığında, ve paydaşlarınca açılan dava ile o tarihte sorumlu olan davalı idarenin paydaş olduğu da gözetildiğinde kamulaştırmasız el atma olgusunun 1983 tarihinden sonra gerçekleştiğinin kabulü ile davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.