Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11733 E. 2023/1889 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin davacılar tarafından tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bedelsiz terkine dayanak olan imar planının iptaliyle terkin işleminin de geçersiz hale geldiği, davacının mülkiyet hakkının iadesi yerine bedel talep etme hakkının bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 27793 ada 7 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından park ve spor alanı yapılmak suretiyle el atıldığını, daha sonra mezkur taşınmazın üç parçaya ifraz edilerek 27793 ada 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazları oluşturduğunu, imar planındaki “tüm konut alanlarında parselasyon planıyla çıkarılacak kamulaştırma miktarının bedelsiz terk edilmesi halinde inşaat yoğunluğunun arttırılmasına” ilişkin 12 numaralı plan notu ile müvekkillerinin hisselerini mecburen belediye adına vermek zorunda kaldıklarını, daha sonra bu planın şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu nedeniyle iptal edilmesine karar verildiğini ve terkin dayanağının ortadan kalktığını; bu sebeple taşınmazın eski haline döndüğünü, dava konusu taşınmaza davalı idarenin fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idare aleyhine açılan işbu davanın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, davanın dayanağının imar düzenlemesi işlemi olduğunu, dava konusu alanda müvekkili idarenin fiilen el atmasının söz konusu olmadığını, böyle bile olsa öncelikle bu davalara bakmakla görevli mahkemenin idari yargı olduğunu, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açılabilmesi için öncelikle malik olunması veya mülkiyetin aidiyetine karar verilmiş olmasının gerekli olduğunu, söz konusu taşınmazda davacılar ile murisleri ...’ün hissesinin bulunmadığını, dava konusu alana müvekkili idare tarafından fiilen el atmanın mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan işbu davanın öncelikle yargı yolu, derdestlik ve zamanaşımı gibi usuli yönlerden reddini, aksi kanaatte olunması durumunda esas yönünden reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın öncesini teşkil eden tapu kütük fotokopilerinde, davacıların murisinin hissesine rastlanmadığını, muris payının emsal artışı karşılığında tapudan rızaen terkin edildiğini, bu nedenle bedelin istenemeyeceğini, dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazın aynı yer 6 ve 8 parsel sayılı taşınmazların devamı olarak nitelendirilemeyeceğini, dava konusu parselin imar planında özel spor alanı olarak ayrıldığını ve fiilen el atma olgusunun gerçekleşmediğini, ifraz sonrası taşınmazın bir bütün olarak değerlendirilemeyeceğini, yargı yolu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, taşınmaz değerinin çok yüksek belirlendiği ileri sürülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa vasfında olan taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi doğru olduğu gibi, davalı idarece ileri sürülen taşınmazdaki davacılar murislerine ait paylar ile davacı paylarının bedelsiz terkin edildiği için bedeli istenemeyeceği iddiası bakımından ise söz konusu kamuya terk işleminin Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin 81154 nolu parselasyon planı ile dayanağı ... Yakası 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planındaki ‘tüm konut alanlarında parselasyon planıyla çıkacak kamulaştırma miktarının bedelsiz terk edilmesi halinde inşaat yoğunluğunun artırılmasına ilişkin 12 nolu plan notuna" dayalı olarak yapıldığı; ancak söz konusu plan ve plan notunun Ankara 17. İdare Mahkemesinin Danıştay incelemesinden geçerek kesinleşen 11.06.2014 tarihli ve 2013/1156 Esas, 2014/706 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği bu şekilde taşınmazın eski haline döndüğü, söz konusu idari davadaki hüküm davacı hakkında verilmese bile iptal edilen bu plan notu genel düzenleyici idari işlem niteliğinde olduğundan davacılar payı yönünden de bağlayıcı nitelik taşıdığı göz önüne alındığında bedelsiz terkin işleminin iptal kararı ile geçersiz hale geldiği dikkate alındığında taşınmazdaki davacılar murisine ait payın bedelinin davacıların hissesi oranında davalı idareden tahsiline dair kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.