Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11821 E. 2023/52 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kapama elma bahçesi niteliğindeki taşınmaza enerji nakil hattı irtifak hakkı tesis edilmesi nedeniyle oluşacak değer kaybının belirlenmesinde, irtifak hakkı bedeli hesaplandıktan sonra arta kalan kısım için ayrıca değer kaybı hesaplanmaması ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği gözetilerek, istinaf başvurusunun kabulü ile verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yahyalı Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekilli tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Kayseri ili, ... Mahallesi 126 parsel sayılı 26.580,00 m² miktarlı taşınmazın 9.263,68 m²lik kısmı için daimi irtifak hakkı bedelinin; 365,00 m²lik kısmı için direk yeri mülkiyetinin kamulaştırma bedelinin tespiti ile müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaza bir yılı aşkın süredir davacı idarece el konulduğunu, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelin taşınmazın gerçek değerinin oldukça altında olduğunu, dava konusu taşınmazın kıymetini etkileyen bütün nitelik ve unsurların ayrı ayrı değerlendirilerek taşınmazın hakkaniyete uygun gerçek karşılığının tespit edilerek, kamulaştırma bedeli olarak hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergâhı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle mülkiyet kamulaştırmasına konu olan pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tespiti ile davalıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişilerin belirlediği % 12,36 değer düşüklüğü oranının fahiş olduğunu, zira bölge adliye mahkemesi kararları gereği taşınmazın konumu yüzölçümü ile taşınmazdan geçen enerji nakil hattının güzergâhı dikkate alındığında enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazda oluşacak değer kaybı oranının % 8'i geçemeyeceği hususu gözetilmeden yapılan hesaplamanın kamulaştırma bedelinin fahiş hesaplanmasına sebebiyet verdiğini, % 100 ve % 50 objektif değer artışı uygulanması hususunun hatalı olduğunu, itirazları sonucu aldırılan ek raporda bu hususlara ilişkin bilirkişilerce açıklama yapılmadığını, hiçbir somut delile dayandırılmadığını, Yargıtay kararlarına göre kuru tarım arazisi için kapitalizasyon faiz oranının % 6, sulu tarım arazileri için % 5 kullanılması gerektiğini, dosyada kamulaştırmadan arta kısımda değer azalışı hesaplandığını, taşınmaz üzerinde kurulan irtifak alanının zirai ürün elde edilmesine engel teşkil etmediğini, taşınmazın yüzölçümünde ergonomik açıdan zirai ürün elde edilmesini sağlayacak bir arazi özelliğini kaybetmesine neden olmadığını, bu nedenle arta kalan alanda değer azalışı uygulanmasının yerinde olmadığını, yerel mahkemece aldırılan 01.12.2020 tarihli ek raporda bilirkişinin itirazlarını değerlendirmeye almadığını, bu nedenle yeniden ek rapor aldırılmasının istendiğini ancak mahkeme tarafından değerlendirilmeden depo kararı verildiğini, dava 4 aydan daha kısa sürede sonuçlandırılmadığından, kamulaştırma fark bedeline davanın açıldığı tarihten 4 ay sonraki tarih olan 08.03.2020 tarihinden sonraki dönem için Covid-19 virüs salgını nedeniyle sürelerin durmuş olduğu 13.03.2020 tarihinden 15.06.2020 tarihine kadar müvekkili kurum aleyhine faiz işletilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, sürelerin yeniden başladığı dönemin göz önüne alınması gerektiğini, aksi kanaatte olunması hâlinde ise hükümde hatalı olarak davalı vekili lehine hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılması gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kapama elma bahçesi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesine ve aynı maddenin son bendi uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergâhı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle mülkiyet kamulaştırmasına konu olan pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığını ve pilon yeri bedelini tespit edilmesinin doğru olduğunu, ancak irtifak bedeli belirlenirken hattın taşınmazdan geçiş şekli, irtifak tesis edilen alanın taşınmazın toplam alanına oranı ve kullanım kısıtlılığı gözetilerek tesis edilen irtifak hakkının arazide % 12,36 oranında değer kaybı oluşturacağı belirlenmiş iken aynı gerekçelerle yeniden % 5 değer azalışı uygulanmaması gerektiği ve ilk derece mahkemesince pilon yerine yönelik tapu kaydının iptaline ve Hazine adına tesciline ilişkin verilen kararda davalı adına olan tapu kaydının iptali ile üzerindeki varsa tüm takdiyatlardan ari olarak Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmemesi hatalı olduğundan İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişilerin belirlediği % 12,36 değer düşüklüğü oranının fahiş olduğunu, zira bölge adliye mahkemesi kararları gereği taşınmazın konumu yüzölçümü ile taşınmazdan geçen enerji nakil hattının güzergâhı dikkate alındığında enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazda oluşacak değer kaybı oranının % 8'i geçemeyeceği hususu gözetilmeden yapılan hesaplamanın kamulaştırma bedelinin fahiş hesaplanmasına sebebiyet verdiğini, % 100 ve % 50 objektif değer artışı uygulanması hususunun hatalı olduğunu, itirazları sonucu aldırılan ek raporda bu hususlara ilişkin bilirkişilerce açıklama yapılmadığını, hiçbir somut delile dayandırılmadığını, Yargıtay kararlarına göre kuru tarım arazisi için kapitalizasyon faiz oranının % 6, sulu tarım arazileri için % 5 kullanılması gerektiğini, dosyada kamulaştırmadan arta kısımda değer azalışı hesaplandığını, taşınmaz üzerinde kurulan irtifak alanının zirai ürün elde edilmesine engel teşkil etmediğini, taşınmazın yüzölçümünde ergonomik açıdan zirai ürün elde edilmesini sağlayacak bir arazi özelliğini kaybetmesine neden olmadığını, bu nedenle arta kalan alanda değer azalışı uygulanmasının yerinde olmadığını, yerel mahkemece aldırılan 01.12.2020 tarihli ek raporda bilirkişinin itirazlarını değerlendirmeye almadığını, bu nedenle yeniden ek rapor aldırılmasının istendiğini ancak mahkeme tarafından değerlendirilmeden depo kararı verildiğini, dava 4 aydan daha kısa sürede sonuçlandırılmadığından kamulaştırma fark bedeline davanın açıldığı tarihten 4 ay sonraki tarih olan 08.03.2020 tarihinden sonraki dönem için Covid-19 virüs salgını nedeniyle sürelerin durmuş olduğu 13.03.2020 tarihinden 15.06.2020 tarihine kadar müvekkili kurum aleyhine faiz işletilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, sürelerin yeniden başladığı dönemin göz önüne alınması gerektiğini, aksi kanaatte olunması hâlinde ise hükümde hatalı olarak davalı vekili lehine hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılması gerektiğini beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın tamamı ve kamulaştırmadan arta kalan kısım için ayrı ayrı değer kaybı oranlarının belirlenmesinin doğru olduğunu, nitekim kamulaştırma nedeniyle arta kalan kısımda değer azalışı varsa bu azalışın ayrıca hesaplanarak kamulaştırma bedeline ilave edilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğundan bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kapama elma bahçesi niteliğindeki Kayseri ili, ... Mahallesi 126 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak ve aynı maddenin son bendi uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergâhı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığı ve pilon yeri bedelinin tespit edilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı, objektif değer artış oranı, enerji nakil hattı sebebiyle uygulanan değer düşüklüğü oranı uygun görülmüştür.

4. İrtifak bedeli belirlenirken hattın taşınmazdan geçiş şekli, irtifak tesis edilen alanın taşınmazın toplam alanına oranı ve kullanım kısıtlılığı gözetilerek tesis edilen irtifak hakkının arazide % 12,36 oranında değer kaybı oluşturacağı belirlenmiş iken aynı gerekçelerle arta kalanda yeniden % 5 değer azalışı uygulanmaması gerektiği doğrudur.

5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarih ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.

6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usûl ve kanuna uygun olup, taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.