Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11892 E. 2023/2233 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle oluşan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipotek şerhinin hükmedilen tazminat bedelinden düşülmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı Hazine yönünden esastan reddine, davacılar vekilleri yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 569 parsel (yeni 619 ada 3 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat talep etmek şartlarını oluşmadığını, davanın zaman aşımı ve hak düşürücü süreler içerisinde açılmadığını, dava konusu taşınmazı satan devreden kişilerin de sorumluluğu bulunduğu halde yalnızca Hazineye husumet yönetilmesinin hatalı olduğunu meydana gelen bir zarar var ise tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Bir kısım davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinde doğrudan Emlak Vergi değerinin baz alındığını, yetersiz inceleme ile bedel tespit edildiğini, dosyaya sunulan uzman mütalaasının dikkate alınmadığını belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davacı Meğritur Turizm Yatırım Orman Ürünleri Kuyumculuk İnş. San. ve Tic. A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin düşük olduğunu, serbest piyasa araştırılmasını yapılmadığını, raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesini kararını kaldırılmasını talep etmiştir.

3.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz tarım arazisi niteliğinde olduğu halde arsa olarak değer biçilmesinin hatalı olduğunu değerlendirilmeye esas alınan emsal taşınmazın uygun olmadığını, ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru ise de; zararın, tapu iptalinin kesinleştiği tarih esas alınarak hesaplanması hatalı olup, dava tarihindeki niteliği esas alınarak dava tarihindeki değerinin belirlenmesi gerektiğinden dava tarihini esas alarak değerlendirme yapan bilirkişi raporunda belirlenen metrekare birim fiyatı esas alınıp, matematiksel hata içerdiğinden usul ekonomisi de düşünülerek tazminat bedeli resen hesaplanmak suretiyle istinaf başvurusunun davalı Hazine yönünden esastan reddine, davacılar yönünden kısmen kabulü ile zemin metrekare birim değeri yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğunu, emsal alınan taşınmazın uygun olmadığını, Hazine tarafından sunulan emsal satışların değerlendirilmediğini, dava konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesilmeden belirlenen bedelin yüksek olduğunu, ıslah tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; 1956 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 569 (3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22 nci maddesinin (a) fıkrası uygulaması ile oluşan 619 ada 3 parsel) parsel sayılı taşınmaz için 1/2 hisse ile davacılar murisi ... ve ½ hisse Konkar Turizm Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına tescil edildiği, yapılan orman kadastrosu sonucunda bu davacılar tarafından Orman Genel Müdürlüğüne karşı ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/578 Esas, 2013/312 Karar sayılı dosyasında davanın reddine ve Orman idaresinin açtığı birleşen davanın kabulü ile 569 parselin bilirkişi raporuna ekli krokide (A1) ile gösterilen 3.603,09 m², (A2) ile gösterilen 1.135,19 m², (A3) ile gösterilen 94,57 m² olmak üzere toplamda 4.832,85 m²lik kısmının tapusunun iptaline ve orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, bu kararın temyiz incelemesinden geçerek 02.02.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 26.05.2017 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın dava tarihindeki gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazinenin diğer temyiz itirazlarının Reddine,

2. Davalı Hazine vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ayrı bir bendi olarak “Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,” cümlesi eklenmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.