Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12082 E. 2023/5033 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idarenin sorumluluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal karşılaştırması yöntemiyle bedel tespitinin uygunluğu, fiilen el atılan kısmın bedelinin davalı idareden tahsilinin yerindeliği ve husumetten ret kararı verilen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların davalı TEDAŞ yönünden kısmen kabulüne, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun asıl ve birleştirilen dava davacıları yönünden esastan reddine, davalı idare yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl dava davacısı ... ve davalı idare vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davalı idare vekili için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; davalı idare vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Asıl dava davacısı ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davaların dava dilekçelerinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 476 ada 310 parsel sayılı taşınmaza trafo yapılarak fiilen el atıldığından bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesinin dava şartı olduğunu, açılan davada zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini beyan etmiş, davanın ... ihbarını talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; derdestlik, kesin hüküm ve zamanaşımı sebepleriyle davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların davalı ... yönünden reddine, davalı TEDAŞ yönünden kısmen kabulüne ve el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Asıl dava davacısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; arta kalan kısım araştırılmadan karar verildiğini, taşınmazın değerinin düşük hesaplandığını, husumetten ret nedeniyle Aras'a vekâlet ücreti verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Birleştirilen dava davacısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin verdiği kararın hatalı olduğunu, trafonun arsanın geri kalanını bozduğunu, yapılaşmasına imkan vermediğini, arsanın ifrazının mümkün olmadığını bu nedenle arsanın tamamının kamulaştırılması ve değer azalışının yeniden hesaplanmasının gerektiğini, arsa değerin düşük gösterildiğini, ... davalı sıfatının çıkarılmasını istediğini, husumetten ret nedeniyle vekâlet ücreti çıkarılmasının doğru olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararının hatalı olduğunu, taşınmazın arsa olarak değerlendirildiğini ve bedelin arttığını, emsallerin denetime elverişli olmadığını, emsal incelemesinin doğru olmadığını, %50 değer artışı uygulanamayacağını, taşınmazın tamamının kamulaştırılmasını kabul etmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin yerinde olduğu; ancak dava konusu taşınmazın imar durumu ile ilgili olarak belediyeden gelen yazı cevabında sarı ile boyalı kısmının yola, yeşil ile boyalı kısmının park alanına ve kalan kısmın trafo alanına düştüğü, düzenleme ortaklık payı kesintisinin olmadığı ve ifrazının mümkün olmadığının belirtildiği, imar kısıtlılığına ilişkin bir durumdan bahsedilmediği bu nedenle arta kalan kısım için değer azalışına hükmedilmemesi yerinde olmakla birlikte keşif tarihinden sonra enerji nakil hatlarının ve direklerin kaldırıldığından bahsedildiği göz önüne alınarak İlk Derece Mahkemesince sadece trafodan kaynaklı tazminat bedeline hükmedilmesi gerekirken irtifak bedeline de hükmedilmesinin hatalı olduğu ve asıl davanın açıldığı tarihte taşınmaz üzerinde enerji nakil hattı ve direğin mevcut olduğu ve dava aşamasında bunların kaldırıldığı anlaşıldığından irtifak talebi yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davacısı ve davalı idare vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl dava davacısı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacıların maliki olduğu arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve fiilen park olarak el atılan kısımlarının bedelinin fiilen el atan davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Hakkında husumetten ret kararı verilen davalı ... lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdarenin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden reddine,

B. Asıl Dava Davacısının Temyizi Yönünden

Asıl dava davacısı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı TEDAŞ'tan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.