"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret/Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine yönünden esastan reddine, davacı yönünden ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 147 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı süresi geçtiğinden ve husumetin Orman Genel Müdürlüğüne yönetilmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tapu kaydındaki orman şerhini bilerek satın aldığından davacının dava açma hakkı bulunmadığını, ormanlar özel mülkiyete tabi olamayacağından tapunun hukuki bir değeri bulunmadığını bu sebeple Hazinenin tazminat ödemesi için gerekli şartların bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda sayılan niteliklerine karşın takdir edilen %60'lık objektif değer artış oranının düşük olduğunu, münavebe ürünlerinin hatalı belirlendiğini, m² değerinin çok düşük tespit edildiğini bu sebeple kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı ve husumet nedeniyle reddi gerektiğini, şerhler hanesinde orman olduğu belirtilen ve kadastro işlemiyle mülkiyeti kesinleşen taşınmazın orman olduğunun bilinmemesinin mümkün olmadığını bu nedenle davacının iyiniyetli olarak değerlendirilmeyeceğini, taşınmazın %35-40 eğimli olduğunu, kapitalizasyon faizinin %5 uygulanarak fahiş değer tespiti yapıldığını, taşınmazda objektif değer artışı sağlayacak hiç özellik mevcut olmamasına rağmen %60 objektif değer artışı hesaplanmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmısını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu ile değer biçilmesinin yöntem olarak doğru olduğu; ancak aynı yöreye ait ve iş bu dava konusu taşınmazın komşusu olan 146 ada 39 parsel sayılı taşınmazın m² değeri 78,26 TL olarak belirlendiği ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşıldığından iş bu dosyada benimsenen 58,18 TL/m² birim değeri az olduğu sonucuna varılarak yeniden yapılan hesaplama ile tazminat miktarı 295.898,71 TL olarak tespit edilmekle birlikte davacı ıslah dilekçesiyle dava miktarının 219.976,83 TL'ye ıslah ettiği gözönüne alınarak ıslah edilen bedele hükmedilip 75.921,88 TL yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu taşınmaza komşu taşınmaza ilişkin farklı yıla ait dava dosyasının esas alınması suretiyle değer tespitinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) aykırı olduğunu, ıslah ile talep edilen bedelden fazlasına hükmedilmesinin emredici hükümlere aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava konusu Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 147 ada 11 parsel sayılı taşınmazın öncesinin 1160 parsel sayılı taşınmaz olduğu, 3.850,00 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın 1971 yılında yapılan kadastro çalışmalarında dava dışı Salih Engin adına tescil edildiği, 01.05.1995 tarihinde satış yoluyla davacıya devredildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/161 Esas, 2016/213 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tamamının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmemesi üzerine 08.09.2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 21.12.2018 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 147 ada 11 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Buna karşın 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine göre hakim, adil ve hakkaniyete uygun olarak kamulaştırma bedelini tayin ederken keyfi olarak hareket edemez. Bu takdiri yaparken, alınan bilirkişi raporlarından herhangi birini veya bu raporlar arasında bir değeri tespit edebilir. Şayet bu raporlar mahkemece karar verilmesine yeterli görülmez ise yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Açıklanan gerekçelerle dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi niteliğine göre bulunduğu yörede yaygın olarak uygulanan münavebe sistemi İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden sorulup değerlendirme tarihi olan dava tarihi itibarıyla resmî veriler de dikkate alınarak tespit edilecek münavebe sistemine göre taşınmazın değerinin belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.