Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12109 E. 2023/1256 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, davalı Hazine'nin harçtan muaf olmasına rağmen ıslah harcına ilişkin hüküm kurulup kurulmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı Hazine'nin harçtan muaf olduğu gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında ıslah kelimesinin eklenmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf

başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava ve birleştirilen dava dilekçelerinde; dava konusu Yalova ili, ... İlçesi, ... Mahallesi 475, 477 ve 478 sayılı parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mahkeme kararının 29.05.2007 tarihinde kesinleştiğini, uğramış olduğu zararın dava tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların önceki maliki tarafından orman kadastrosuna itiraz edilmediğinden davacıya ait tapu kaydı hukuki değerini yitirdiğini, olmayan bir hakkın kaybının zarara yol açmayacağını, davanın usulden reddinin gerektiğini, esasa girilmesi durumunda tazminat hesabının yasaya uygun belirlenmesi gerektiğini, taşınmazın arsa vasfında olamayacağını, haksız davanın yasal ön başvuru ve zamanaşımı yönlerinden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulü ile taşınmaz bedelinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; aleyhe hükmedilen vekalet ücretini kabul etmedikleri, devletin kusurlu olduğu, bedelin düşük kaldığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; taşınmaz malikince orman kadastrosuna itiraz edilmediği gibi süresi içinde tazminat ve bedel ödenmesi talebinde de bulunulmadığını, kesinleşmiş mahkeme kararıyla vasfının orman olduğu hükmen ve bilimsel olarak sabit olan taşınmazların arsa vasfıyla nitelendirilerek tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığını, taşınmazın şerhler ve beyanlar hanesinde “orman sınırları içinde kalmıştır” şerhi mevcutken sonraki yıllardaki intikaller suretiyle devralınan taşınmazda orman olduğu hususunun bilinmemesi ve tazminat talep edilmesi iyi niyet dahilinde düşünülemeyeceğini, tüm mirasçılar tarafından açılmayan davanın aktif husumet sebebiyle reddi gerekirken ayrı davaların birleştirilmesi veya müdahale suretiyle talepte bulunulmasının usul hukukuna aykırı olduğunu, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, husumetin doğru yöneltilmediğini, taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını, emsal seçiminin ve

emsal incelemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bedelin fahiş belirlendiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, ıslah talebinin reddinin gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, idarenin yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin ve dava kısmen reddolduğundan davalı lehine vekalet ücreti verilmesi doğru olduğunu, bu hususta taraf vekillerinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; bedelin düşük olduğu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazların tapularına orman şerhi konulmasından 10 yıl sonra dava açıldığı, davanın reddi gerektiğini, ıslah için iki haftalık verilen süreden sonra yapıldığını, ıslahın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olmadığını, emsal incelemesinin ve emsal seçiminin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazların 1961 yılında yapılan tapulama ile davacıların mirasbırakanı adına tespit ve tescil edildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda, Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1351 Esas, 2006/289 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tamamının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesi ile tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 29.05.2007 tarihinde kesinleştiği, davaların 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı ... vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Davalı ... harçtan muaf olmasına rağmen infazda tereddüt yaratacak şekilde ıslah harcına ilişkin hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendininde yer alan “peşin” kelimesinden sonra gelecek şekilde "ıslah" kelimesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.