"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde; dava konusu Batman ili ... ilçesi, ... Mahallesi, 1887 ada 43 parsel (eski ... Mahallesi 9714 parsel) sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen yol olarak el atıldığını bu nedenle taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın yolda kaldığının tespit olmadığından davanın reddine, aksi halde taşınmaz bedelinin tespiti ile tespit edilecek bedelden %40 düzenleme ortaklık payı düşürülmesini; ayrıca taşınmazın arta kalan kısmı değer kazandığından kazanılan değerinin bedelden düşürülmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza 1983 öncesi el atıldığını, hava fotoğrafları incelenmeden karar verildiğini, el atmadan arta kalan kısımların şuyulandırılarak davacı tarafından kullanılabileceği gözetilmeden kalan kısımların bedeline hükmedilmesinin doğru olmadığını, % 45 oranında düzenleme ortaklık payı kesilmesi gerektiğini, emsal taşınmazın özel amaçlı satış olduğunu, Dairelerinin 11.02.2022 tarihli 2021/4853 Esas, sayılı ilamı ile denetimden geçen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında 30.01.2019 değerlendirme tarihi itibarıyla arsa vasfındaki taşınmazın metrekaresine 1.207,30 TL değer biçildiğini, bu itibarla hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda 23.10.2017 değerlendirme tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması sonucu biçilen metrekare birim fiyatının yerinde olduğunu, Batman 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/348 Esas sayılı dosyasında dava konusu 208 ada 8 parsel sayılı taşınmaza 06.09.2012 tarihi itibarıyla 290 TL/m² değer biçildiğini, dava konusu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, Dairelerinin 11.02.2022 tarihli, 2021/4853 Esas sayılı ilamı ile denetimden geçen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında 30.01.2019 değerlendirme tarihi itibarıyla arsa vasfındaki taşınmazın metrekaresine 1.207,30 TL değer biçildiğini, bu itibarla hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda 23.10.2017 değerlendirme tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması sonucu biçilen metrekare birim fiyatının yerinde olduğunu, taşınmaz için belirlenen bedelin uygun olduğu ve el atmadan arta kalıp krokide B ve C harfleri ile gösterilen kısımların kullanılamaz hale gelmesi sebebiyle bu bölümlerin de zemin bedelinin hesaplanmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaza 1983 öncesi el atıldığını, hava fotoğrafları incelenmeden karar verildiğini, el atmadan arta kalan kısımların şuyulandırılarak davacı tarafından kullanılabileceği gözetilmeden kalan kısımların bedeline hükmedilmesinin doğru olmadığını, % 45 oranında düzenleme ortaklık payı kesilmesi gerektiğini, emsal taşınmazın özel amaçlı satış olduğunu, Batman 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/348 Esas sayılı dosyasında dava konusu 208 ada 8 parsel sayılı taşınmaza 06.09.2012 tarihi itibarıyla 290 TL/m² değer biçildiğini, dava konusu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak taşınmazın değerinin biçilmesi hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazan kalan harcın alınarak Hazine irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.