"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasında 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Afyonkarahisar ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 199 ada 1 parsel (ifrazen 6 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.12.2015 tarihli ve 2014/754 Esas, 2015/899 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 16.12.2015 tarihli ve 2014/754 Esas, 2015/899 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; hükme esas bilirkişi raporunda somut emsal olarak değerlendirmeye esas alınan ... köyü 107 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satış tarihi, Afyonkarahisar Tapu Müdürlüğünün 23.01.2019 havale tarihli yazısı ile 11.11.2014 olarak bildirildiği halde, bilirkişi raporunda emsal satış tarihi 11.12.2012 kabul edilerek endeksleme yapıldığından bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığından dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazda kamulaştırmadan arta kalan kısmın yüzölçümü, geometrik şekli dikkate alındığında bu bölümde değer kaybı olmayacağı gözetilmeden, %10 oranında değer azalışı uygulanmak suretiyle fazla bedel tespit edilmesi, dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz ve ipotek şerhlerinin bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14.04.2022 tarihli ve 2019/667 Esas, 2022/296 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedele 04.04.2015 tarihinden 14.04.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, artan kamulaştırma bedelinin davacı idareye iadesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından fazla depo edilen ve iadesi gereken bedelin hükümde açıkça yazılması gerektiğini, hükmedilen bedele ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, emsal olarak incelenen taşınmaz daha değerli olduğu halde dava konusu taşınmazın 6 kat daha değerli kabulü ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; emsal olarak incelenen taşınmazların uygun olmadığını, belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Mahukemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddelerii.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı idare vekili ile davalı ...’in aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş ise de; hükme esas raporda bilirkişi kurulunca somut emsal alınarak incelenen Pınar Mahallesi 132 ada 11 parsel sayılı ev, ahır ve samanlık vasıflı taşınmaz ile Kayıhan/Türbe Mahallesi 150 ada 29 parsel sayılı ahır,samanlık ve arsası vasıflı taşınmaz, üzerinde bulunan yapılar ile birlikte satıldığı halde yapı bedeli satış bedelinden mahsup edilmediğinden ve dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlardan 6 kat daha değerli kabul edilmesi nedeniyle aralarında bu denli fark olan taşınmazın emsal olarak alınması nedeniyle rapor inandırıcı değildir.
4. Dosyada bulunan belgelere göre, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla ve emsal olarak alınan taşınmazların ise satış tarihi itibarıyla kadastro parseli oldukları belirtildiği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekçesi açıklanmadan, dava konusu taşınmaz kadastral parsel, emsal taşınmaz imar parseli kabul edilmek suretiyle dava konusu taşınmazın tespit edilen m² birim bedelinden %40 oranında düzenleme ortaklık payı düşülerek ve dava konusu taşınmazın ve içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması hâlinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgelerin ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak alınacak cevaba göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden ve Dairemizin 2020/3036 Esas, 2020/10504 Karar sayılı ilâmı ile denetiminden geçerek onanmak suretiyle kesinleşen Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/404 Esas, 2019/265 Karar sayılı dava dosyasında aynı kamulaştırma kapsamında aynı değerlendirme tarihi itibarıyla yakın konumda bulanan 301 ada 51 parsel (ifrazen 96 parsel) sayılı taşınmaza 61,48 TL/m² değer biçildiği gözetildiğinde, belirtilen dosya getirtilerek, bilirkişi kurulundan bu bedelden ayrılma nedenleri konusunda da ek rapor alınmadan değer biçilmesi de doğru görülmemiştir.
5. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazın ve içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması hâlinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgelerin ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, bozmayı gerektirmiştir.
6 Mahkemece bozma öncesi verilen hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın üzerinde yer alan ağaç bedelinin 1.344,00 TL ve yapı değerinin 17.366,00 TL olarak alındığı ve bu husus bozma konusu yapılmadığı halde, taraflar lehine oluşan usulî kazanılmış hak gözetilmeksizin bozma sonrası son hükme esas alınan bilirkişi raporunda ağaç bedelinin 1.355,00 TL ve yapı değerinin 15.966,61 TL olarak kabul edilerek aza hükmedilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
7. Kabule göre de;
a. Davacı idare tarafından fazla depo edilen bedelin miktarının açıkça gösterilmeyerek infazda tereddüt oluşturulması hatalıdır.
b. Tespit edilen bedel bozma öncesi depo edildiğinden, ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi yerinde değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekili ile davalı ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davalı ...'den peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde iadesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.