Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12946 E. 2023/2821 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili davasında, taşınmazın değerinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, taşınmazın değerini hesaplarken yonca bedelini hesaba katması hatalı bulunmuş, ancak bu husus dosya üzerinden düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, davalı ... yönünden temyiz yolu açık, davalılar ... mirasçıları ve ... mirasçıları yönünden kesin olarak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... yönünden temyiz yolu açık, davalılar ... mirasçıları ve ... mirasçıları yönünden miktar itibarıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince kesin olmak üzere karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun’un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın davanın niteliği gereği temyiz yolunun açık olduğu kabul edilmelidir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmekle, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Afyonkarahisar ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 258 ada 14 parsel (eski 4403 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idarece düzenlenen kıymet takdir raporu ile acele el koyma dosyasında belirlenen bedelin düşük olduğunu, kamulaştırmadan arta kalan kısımların da bedeline hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ruhsatlı derin kuyu ile trafo ve 16 m²lik evin bedelinin de hesaplanması gerektiğini, el koyma işleminden hemen önce hasadı tamamlanacak olan yoncanın ürün bedeline de hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.06.2020 tarihli ve 2019/771 Esas, 2020/367 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin 373.810,78 TL olarak tespiti ile bu bedelin davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.09.2021 tarihli ve 2020/1185 Esas, 2021/1256 Karar sayılı kararı ile; arazi niteliğindeki taşınmaza, 2942 sayılı Kanun’un kıymet takdir esaslarını düzenleyen 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net geliri esas alınarak değer tespitine ve taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmesinin yöntem itibarıyla doğru olduğu; ancak acele el koyma dosyasında yapılan keşif gözlemi ile taşınmazda yonca ekili olduğu tespit edilmiş olup, davalıların da istinaf başvurusunda taşınmazda yonca ekili olduğunu beyan ettikleri, taşınmazın tamamen mi, yoksa kısmen mi yoncalık olduğunun tespiti ile tamamen yoncalık ise tesis bitkisi olan yoncanın gelirine göre, kısmen yoncalık ise yonca olan kısmın bedelinin yonca gelirine göre, kalan kısmın bedelinin ise taşınmazın bulunduğu bölgede sulu arazilerde en çok ekilen silajlık mısır, buğday, biber ve kırmızı pancar münavebeye esas alınarak üretim giderleri brüt gelirin üçte birine çekilmeden ve objektif değer artışı uygulanmak suretiyle taşınmazın bedelinin tespiti bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiş, ek rapor ile taşınmazın konumu, bilirkişi raporundaki yazılı özellikleri ve özellikle taşınmazın uygulama imar sınırına bitişik olması dikkate alındığında %200 objektif değer artışı uygulanması gerektiği, raporda objektif değer artışının gerekçesiz bir şekilde %50'ye çekilmesinin doğru olmadığı gibi üzerinde ekilen yonca bedelinin de kamulaştırma bedeline eklenmesi doğru olmadığından kamulaştırma bedeli %200 oranında objektif değer artışı uygulanarak ve müştemilat olarak hesaplamaya dahil edilen yonca bedeli çıkarılarak resen yapılan hesaplama sonucu kamulaştırma bedelinin 766.398,02 TL olarak tespit edilmesi nedeniyle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak tespit edilen bedel üzerinden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 09.09.2021 tarihli ve 2020/1185 Esas, 2021/1256 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; ... mirasçıları yönünden davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davalılar ... ve ... yönünden yapılan incelemede, dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın bir kısmı üzerinde fiilen yonca ekili olduğundan yonca üzerinden bedel belirlenmesi ve dava konusu taşınmazın niteliği ve dosyaya yansıyan özeliklerine göre %200 oranında objektif değer artırıcı unsur ilave edilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ise de; yoncalık niteliğindeki taşınmazın değeri tespit edilirken bilirkişilerce dava tarihinden geriye doğru yıllardaki dekara verimin esas alınması gerektiği gibi, bilirkişi raporlarında değer biçmeye esas alınan yoncanın geriye doğru son 5 yılı kapsar şekilde dekar başına verim miktarlarının İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2019 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kilogram satış fiyatlarının da ilgili resmî kuruluşlardan sorulup bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken, değerlendirme tarihinden sonraki 2020-2021 yıllarının ortalaması esas alınmak suretiyle değer biçen rapora göre karar verilmesi nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilgili kurum ve kuruluşlardan yonca bitkisinin son 5 yıllık verim miktarı ve 2019 yılı maliyeti sorularak gelen yazı cevapları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup ek raporundaki hesaplamaların doğru olduğu; ancak yonca ekili olmayan alanın bedeli 436.746,38 TL olması gerekirken hesap hatası yapılarak 218.395,51 TL olarak hesaplandığı, hesap hatası düzeltilmek suretiyle taşınmazın kamulaştırma bedelinin toplam 650.134,40 TL olduğunun tespiti ile davacı idare adına tapuya tesciline dair davalı ... yönünden temyiz yolu açık, davalılar ... mirasçıları ve ... mirasçıları yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; uygulanan münavebe planının dayanağının bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince münavebe deseninin idareleri aleyhine değiştirildiğini, müştemilat bedeli olarak 10.712,25 TL’nin tespit edilen kamulaştırma bedeline eklenmesinin hatalı olduğunu, uygulanan objektif değer artışının ve tespit edilen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilâmının yoncalık alanın bedelinin düşürülmesini amaçlamadığını, bozma öncesi kararda ... mirasçıları yönünden kesin karar verilmiş iken Bölge Adliye Mahkemesince bozmanın tüm davalılara sirayet ettirildiğini, bozma öncesi hakkında kesin karar verilenler hariç hesaplama yapılması gerekirken tüm davalılar yönünden iade kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davalılar lehine İlk Derece Mahkemesi süreci için de ayrı vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini, yasal faiz bitiş tarihinin Bölge Adliye Mahkemesinin son karar tarihi olması gerektiğini, enflasyon karşısında belirlenen bedelin düşük kaldığını, keşifte iki farklı ürün ekildiğinin tespit edilmesi nedeniyle iki farklı metrekare birim bedeli belirlenmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın özellikleri dikkate alındığında uygulanan objektif değer artış oranının yetersiz kaldığını, esasen dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 11 inci maddesi.

3. 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu bozma ilamında; ... mirasçıları yönünden davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince miktar itibarıyla kesin olmak üzere reddine karar verilmiş ise de; 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun’un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın davanın niteliği gereği, tüm davalılar yönünden bozma sonrası tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazın zemininin 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya kısmen uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Bozma ilâmı öncesi, 09.09.2021 tarihli ve 2020/1185 Esas, 2021/1256 Karar sayılı Bölge Adliye Mahkemesi kararında müştemilat olarak hesaplamaya dahil edilen yonca bedeli 10.712,25 TL çıkarılarak yapılan hesaplama sonucu kamulaştırma bedelinin tespit edildiği, hükmün davacı idare vekilinin temyizi üzerine bozulduğu ve bu nedenle bu hususun davacı idare lehine usulî kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınmaksızın, bozma sonrası yonca bedeli 10.712,25 TL de eklenmek suretiyle tespit edilen bedele hükmedilmesi, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan 20.06.2022 tarihli ve 2022/1209 Esas sayılı Bölge Adliye Mahkemesi kararının;

a) İkinci paragrafında yer alan “650.134,40” sayısının hükümden çıkartılarak yerine “639.422,15” sayısının yazılması,

b) Üçüncü paragrafında yer alan “588.501,00” sayısının hükümden ayrı ayrı çıkartılarak yerine ayrı ayrı “577.788,75” sayısının yazılması,

c) Dördüncü paragrafında yer alan “116.263,62” sayısının hükümden çıkartılarak yerine “126.975,87” sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.