Logo

5. Hukuk Dairesi2022/13079 E. 2023/3692 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Usulsüz tebligat nedeniyle malikin kamulaştırma işleminden haberdar olmadığı ve 2942 sayılı Kanun'un Ek 3. maddesinin ihtilafsız kamulaştırma bedellerine ilişkin davalarda uygulanmasının öngörüldüğü, bu nedenle davada Ek 3. maddenin değil kamulaştırmasız el atma hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare ve ihbar olunan ... vekillerince temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Bir davada hüküm, davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle hükme karşı kanun yollarına müracaat etme hakkı davada taraf olan kişilere aittir. Davada fer'i müdahil veya asli müdahil sıfatını taşımayan ve hakkında mahkemece hüküm kurulmayan ihbar olunan ...'nin Mahkemece verilen karara ilişkin olarak temyiz talebinde bulunma hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ihbar olunan ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ...'ün hak sahibi ve hissedarı olduğu, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 551 ve 556 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından el konulduğunu belirterek taşınmazların bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre yönünden itirazlarının olduğunu, taşınmazların Arsa Ofisi tarafından usulüne uygun kamulaştırıldığını, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/330 Esas, 1984/235 Karar sayılı dosyası ile açılan tescil davasında 23.11.1984 tarihli duruşma tutanağında davacı vekili Av. ... ile davalılar ..., ..., ..., ...'ün geldiklerine, murisin mirasçılarına davetiye tebliğ edildiğine dair ifadelerin yer aldığını, ayrıca o celsede hazır olan davalıların davayı kabul ettiklerini beyan etttiklerini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/5-208 Esas, 2012/443 Karar sayılı ilâmına göre davacıların kamulaştırmayı öğrenme tarihinden itibaren 30 gün içinde dava açmalarının gerektiğini, süresinde dava açılmadığını, davanın süre yönünden ve esas yönünden reddine karar verilmesini gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.09.2013 tarihli ve 2012/482Esas, 2013/483 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 17.09.2013 tarihli ve 2012/482 Esas, 2013/483 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; kendisine usulüne uygun kamulaştırma tebligatı yapılmamış kişi açısından kamulaştırma işlemi başlamayacağından, bu kişilere ait taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 17 nci maddesine istinaden daha önce tescil kararı verilmesinin de dava açılmasına engel teşkil etmediği; İmar İskan Bakanlığının 07.06.1982 tarihli olur kararı ile dava konusu taşınmazların kamulaştırılma işlemine başlandığını, davacıların murisi ... adına çıkarılan kamulaştırma tebligatının usulsüz tebliğ edildiği anlaşıldığından, öncelikle adı geçen şahsa ya da mirasçılarına çekişmesiz kamulaştırma bedelinin ödenip ödenmediği ilgili banka ya da bağlı olduğu bölge müdürlüğünden tasfiye olduysa devredildiği banka şubesinden araştırılıp, çekişmesiz bedelin ödenmesi hâlinde usulsüz tebligatın geçerli hâle geleceği gözetilerek ödeme hâlinde davanın reddine, çekişmesiz kamulaştırma bedelinin ödenmemiş olması hâlinde ise tamamlanmış bir kamulaştırma işlemi olmaksızın idarece taşınmaza fiilen el konulduğundan, davacıların tazminat talebinde bulunma imkânının olduğu nazara alınarak işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare ve ihbar olunan ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların usulüne uygun kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelinin bankaya bloke edildiğini, noter kanalı ile tebligatın yapıldığını, 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca tescil kararı verildiğini, davacıların bu dosyaya dahili davalı olarak dahil ediklerini, imzalı beyanları ile davayı kabul ettiklerinin tespit edildiğini, ... Bankasına yazılan müzekkerenin cevabından paranın davacı tarafça çekildiğinin anlaşıldığını, 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü maddesi gereği hesap yapılması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü, Geçici 15 inci ve Geçici 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ve bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. İmar İskan Bakanlığının 07.06.1982 tarihli olur kararı ile dava konusu taşınmazların kamulaştırılma işlemine başlandığı, davacıların murisi ... adına çıkarılan kamulaştırma tebligatının usulsüz tebliğ edildiği, kamulaştırma bdelinin Emlak Kredi Bankası ... şubesine muris adına bloke edildiği, yapılan araştırmalara rağmen kamulaştırma bedelinin davacılar tarafından çekildiğinin tespit edilemediği, dava konusu taşınmazlarda davacılar murisine ait payların ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/335 Esas, 1984/1234 Karar ve 1984/330 Esas, 1984/1235 Karar sayılı ilâmları ile 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca davalı idare adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

Dava derdest iken 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 7 nci maddeleri ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 nci ve 27 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 3, Geçici 15 inci ve 17 nci maddeleri ile;

Ek 3 maddesi ile "Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle: 9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır."

Geçici 15 inci maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanun'un 16. ve 17. maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, Ek 3. madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”

Geçici 17 nci maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanun'un Ek 3. maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır” hükümleri getirilmiştir.

Bu durumda yukarıda açıklanan hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bu husus bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. İhbar olunan ... vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ihbar olunan İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesine iadesine,

Dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Muhalif Üye)

MUHALEFET ŞERHİ

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;

Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önce 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35 inci maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 7 nci maddeleri ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 nci ve 27 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek-3 ve Geçici 15 inci maddeleri ile getirilen düzenlemenin;

Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16 ncı ve 17 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.

Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarihli ve 7327 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.

Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16 ncı ve 17 nci maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17 nci maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyasında kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.

Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 17 ncı maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldı ki tescil kararının usul ve kanuna uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.