Logo

5. Hukuk Dairesi2022/13339 E. 2023/1982 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın tazmini gerektiği ve mahkemenin bu yöndeki kararında hukuki bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul/Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... 16.12.2014 havale tarihli dava dilekçesi ile; tapuda hissedarı bulunduğu Sinop ili, ... köyü 168 ada 15 parsel sayılı taşınmazın Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda tapusunun iptal edildiğini, tapunun iptal edilmesi nedeniyle zarara uğradığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi uyarınca uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilecek olan taşınmaz bedelinin tazminat olarak yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, harca esas değeri ise 50.000,00 TL olarak göstermiştir.

2. Birleştirilen 201/358 Esas sayılı dosya davacıları vekili ise 168 ada 15 parsel sayılı taşınmazda müvekkillerinin murisi Ramaz Karataş'ın 1/2 hisse sahibi iken Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/145 Esas sayılı dosyası ile tapu kaydının iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilerek mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerinin hisselerine karşılık gelen şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

3. Birleştirilen Mahkemenin 2016/110 Esas sayılı dava davacıları vekili dava dilekçesi ile 168 ada 15 parsel sayılı taşınmazda müvekkillerinin murisi Ramaz Karataş'ın 1/2 hisse sahibi iken Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/145 Esas sayılı dosyası ile tapu kaydının iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilerek mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek müvekkillerinden Celal Karataş'ın bu sebeple uğradığı zararın tazmini için 16.12.2014 tarihinde Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığını, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutularak 50.000,00 TL alacağının yasal faizi ile tahsilini talep ettiğini, bu davanın yargılaması sırasında taşınmazın 2006 yılı itibarıyla değerinin 280.984,65 TL olduğu belirlendiğini, bu dava devam etmekte iken zararın tazminine yönelik olarak, müvekkilleri Kerem ve ... adına Sinop 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/358 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine tazminat davası açıldığını, bu dava da 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ettiklerini, davanın konusunun aynı olması nedeni ile Sinop 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/358 Esas, 2015/458 Karar sayılı kararı ile davanın Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/870 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verildiğini, müvekkillerinden ... için 90.492,00 TL'sinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği 30.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline, müvekkillerinden Ayşe, ... açısından 77.807,00 TL'sinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği 30.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasıl faizi ile ve ayrıca daha önce hüküm altına alınan 10.000,00 TL'sinin 30.06.2006 tarihinden 27.08.2015 tarihine kadar tahakkuk eden 8.617,00 TL'sini faizinin de davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili asıl ve birleştirilen 2015/358 Esas sayılı dosyada cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın orman olarak sınırlandırılmasının yapıldığını, itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, orman kadastrosu sonuçlarının 6 ay boyunca ilân edildiğini; ancak davacı tarafın itiraz hakkını kullanmadığını, önceki ve fiili durumu orman niteliğinde olan dava konusu taşınmazın ne şekilde olursa olsun, özel mülkiyete konu edilmiş olmasının Anayasa olmak üzere yürürlükte olan tüm mevzuatlara aykırı olduğunu, bu nedenlerle haksız ve dayanaksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Birleştirilen mahkememizin 2016/110 Esas sayılı dosyasında davalı Hazine vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacılar vekilince tapuda müvekkilinin de hissedar olduğu taşınmazın tapu kaydının orman olduğundan bahisle kısmen iptali sonucu zarara uğradığı iddiasıyla tazminat talebiyle açılan davanın haksız olduğunu davanın reddini talep ettiklerini, Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/145 Esas, 2006/575 Karar sayılı kararında mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi raporları doğrultusunda evvelce orman olan yerlerdeki tapunun hukuki değerinin olmadığını, tapu kaydının öncesi orman olmayan yerler için hukukî değer taşıdığını, ormanların kamu malı olduğu her ne surette olursa olsun alınmış olan tapu kaydının onun özde kamu malı niteliğinde olduğu olgusunu ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle tapu kaydı orman olan bölümler yönünden iptal edildiğini, davacılar vekili tarafından Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/780 Esas, 2015/742 Karar sayılı ilâmı ile hükmedilen meblağların mahsup edilerek aynı dosyada alınan bilirkişi raporunda belirlenmiş bedel üzerinden tazminat talep ettiğini; ancak davacılar vekilince bahse konu dosyada verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin göre açılmış bulunan davalarında mahkemece davanın değerini belirleme yönünde taraflarına hatırlatmada bulunması ve davanın değerini belirleyerek harcını tamamlama konusunda ihtar edilmesi gerektiği hâlde bu yapılmaksızın davanın sonuçlandırılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile temyiz edildiğini, davacılar vekilince Sinop 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/358 Esas sayılı dosyasında açılan davada dava tarihinde itibaren faiz talep edildiğini ve bu şekilde karar verildiğini, davacılar vekilinin eldeki davada Ayşe ve ... için Sinop 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/358 Esas sayılı dosyasında hükmedilen 10.000,00 TL için 30.06.2006 ile 27.08.2015 tarihleri arasındaki faizin talep edildiğini, bu talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu, reddi gerektiğini, dava dosyalarının kesinleşmeden eldeki davada karar verilmesi mükerrerliğe sebep olabileceğinden diğer dosyaların sonuçları eldeki davayı doğrudan etkileyeceğinden bu dosyaların bekletici mesele yapılması gerektiğini, haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.01.2015 tarihli ve 2014/780 Esas, 2015/742 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile açılan davanın ve birleştirilen davanın kabulüne, asıl dava yönünden 50.000,00 TL'nin 30.10.2006 tarihinden itibaren birleştirilen 2015/358 Esas sayılı dava yönünden ise 10,000,00 TL dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; davaya konu taşınmazın arazi niteliğinde olduğunun kabulü ile hükme dayanak yapılan raporda taşınmazın sulanıp sulanmadığı konusunda açık bir gerekçe belirtilmeden kapitalizasyon faiz oranı %4 olarak kabul edilerek sulu tarım arazisi olarak değer biçildiği anlaşıldığından, mahallinde uzman bilirkişilerle yeniden keşif yapılarak taşınmazın kuru mu sulu mu olduğu, nereden ve ne şekilde sulandığı, sulama kaynağının yeterli olup olmadığı hususları kesin olarak belirlendikten sonra münavebe ürünlerinin dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemi toptan kg. satış fiyatları İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilerek raporların denetlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi ve davacı ..., dava dilekçesinde taşınmaz bedelinin yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden tahsilini talep ettiği hâlde, mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabülü ile 50.000,00 TL tazminatın 30.10.2006 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, birleştirilen 2015/358 Esas sayılı davanın kabulü ile 10.000,00 TL yasal faizin 27.08.2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, birleştirilen 2016/110 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne 93.817,40 TL maddi tazminatın 30.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, toplam 7.947,11 TL faiz alacağının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın orman olup devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, tescile tabi yerlerden olmadığını özel mülkiyete konu olamayacağını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kapitalizasyon faizinin %4 alınmasının ve faiz başlangıç tarihinin dava dilekçesinde belirtilmediği hâlde mahkemece tapu iptalinin kesinleşme tarihi olarak alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davaya konu taşınmaz 168 ada 5 sayılı parselin 1994 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava dışı gerçek kişi adına tarla niteliğiyle tespit edildiği, taşınmazın 1/2 hissesini davacı ...'ın 27.04.2000 tarihinde, birleştirilen dosya davacılarının murisi ...'ın ise 12.10.1994 tarihinde satın alma yoluyla edindiği, taşınmazın tapu kaydının Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu 30.10.2006 kesinleşme tarihli Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/145 Esas, 2006/575 Karar sayılı kararı ile orman olduğu gerekçesiyle iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, eldeki asıl davanın ise 16.12.2014 tarihinde, birleştirilen davanın ise 27.08.2015 ve 11.02.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.