"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun davalı ... yönünden esastan reddine, davacılar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ... vd. ve ... vd. ile davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... vd. asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde; müvekkillerinin maliki olduğu Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 148 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkillerinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkillerinin uğradığı zararın tapunun Maliye Hazinesine geçtiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet nedeniyle reddine karar verilebileceği gibi, belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, hak düşürücü ve zamanaşımı süresinin geçtiğini, eksik harcın tamamlanması gerektiğini belirterek davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulü ile belirlenen tazminatın tescil kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar ... vd. vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın arazi vasfı ile değerlendirilmesinin hatalı olduğunu kabul etmemekle birlikte arazi olarak değerinin de doğru hesaplanmadığını, taşınmazın yüzölçümünün hatalı tespit edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davacılar ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; ... Belediye Başkanlığından gelen yazılardaki çelişki giderilmeden taşınmazın niteliğinin belirlendiğini, etrafında yerleşim alanı olan taşınmaz hakkında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararları gereği arsa olarak nitelendirilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla arazi olarak değerinin de emsal kararlara göre düşük belirlendiğini, kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak belirlendiğini ve yüzölçümünün hatalı olarak ele alındığını bu nedenle eksik bedel hesaplandığını, davacıların pay oranlarında hatalı hesaplama yapıldığını ve Seniha An’ın vefat etmesi nedeniyle tazminat payının mirasçılarının payı üzerine eklenmesi hususunun göz ardı edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Davacılar ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf mahkemesinin kaldırma kararı öncesi ve sonrasında alınan raporlar arasında fahiş fark olup aradaki uçurumun giderilmesi için yeni bir rapor alınması gerektiğini belirtmiştir.
4. Davalı ... Hazinesi istinaf dilekçesinde özetle; davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, tapuya şerh konulmasından itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, taşınmazın orman vasfında olup kapitalizasyon faizinin %6 alınması gerektiğini, uygulanan objektif değer artış oranının gerçeklikten uzak olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın belediyeden gelen yazı cevaplarına göre arazi niteliğinde kabul edilerek net gelir yöntemi ile değerinin tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak dava konusu taşınmazın komşusu olan eski 146 (yeni 154 ada 8) parsel sayılı taşınmaz için Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 16.03.2022 tarihli ve 2020/11924 Esas, 2022/4748 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleşen kararında 2017 yılı değerlendirme tarihi itibarıyla benimsenen 133,84 TL/m² birim fiyat üzerinden karar verildiği dikkate alınarak, dava konusu taşınmaz için kabul edilen miktarın düşük kaldığını bu nedenle onanan karardaki aynı münavebe ürünleri ile %4 kapitalizasyon faizi ve %300 objektif değer artışı uygulanmak suretiyle tespit edilen 118,76 TL/m² birim bedeli üzerinden yeniden yapılan hesaplama ile bulunan bedelin tahsiline ilişkin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... vd. ve ... vd. ile davalı idare vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... Hazinesi vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 -383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4.4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5.4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 148 parsel sayılı, 3970 m² yüzölçümlü, orman vasıflı taşınmaz davacılar adına tapuda kayıt iken, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/888 Esas sayılı dosyası ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 08.09.2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki asıl davanın 26.01.2016, birleştirilen davanın ise 27.10.2017 tarihlerinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir yöntemi uygulanarak, Dairemizin 16.03.2022 tarihli 2020/11924 Esas, 2022/4748 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen kararı dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar ... vd. ve ... vd. ile davalı idare vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacılardan Fahri Arslan ve ...'dan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.