"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 3813 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlarda kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların kamulaştırma sonunda tamamının kullanılamayacak duruma geldiğini bu nedenle gerekli araştırmanın yapılarak tam bedeline hükmedilmesi gerektiğini, taşınmazların gerçek değerinin tespiti ile tarafına ödenmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.02.2014 tarihli ve 2011/275 Esas, 2014/108 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 09.12.2015 tarihli ve 2015/4602 Esas, 2015/18118 Karar sayılı bozma ilâmı ile 2942 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi gereğince acele el koyma dosyasında tespit edilen ve bankaya bloke edilen bedelin mahsup edilerek fark bedeline, dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken, bu hususa dikkat edilmeden tespit edilen kamulaştırma bedelinin tamamına faiz verilmesi, dosya içerisindeki tapu kaydına göre dava konusu taşınmaz üzerinde TEK Genel Müdürlüğü lehine eski irtifak hakkı mevcut olup, bu irtifak haklarının taşınmazda meydana getireceği kaçınılmaz değer kaybının bilirkişi kurulunca dikkate alınmaması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 19.06.2019 tarihli ve 2017/325 Esas, 2019/385 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 19.02.2020 tarihli ve 2019/10691 Esas, 2020/2841 Karar sayılı bozma ilâmı ile bozma öncesi dava konusu 3813 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların kullanılamaz hale geldiğinden mülkiyet bedeline hükmedildiği ve bu husus Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince bozma konusu yapılmadığı halde bozma sonrası alınan raporda irtifak ve pilon yeri bedeli tespit edilerek aza hükmedilmesi doğru olmadığı gibi 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin çok yüksek hesaplandığını, idare adına tescil kararı verilmesi gerekirken Maliye Hazinesi adına tescil karar verilmesinin hatalı olduğunu, tapu kayıtlarından görüleceği üzere 3813 ada 11 parsel sayılı taşınmazın üzerinde de irtifak hakkı bulunduğundan her iki taşınmazın üzerindeki irtifak haklarının değer düşüklüğünün hesaplattırılması gerektiğini, dava konusu taşınmazda hesaplanan mevcut irtifak hakkı değer düşüklüğü hesaplanırken önce %50 değer düşüklüğü oranı belirlenmiş, ardından bu oran %30'a düşürülerek değer düşüklüğü hesaplandığı belirtilmiş olup %50 değer düşüklüğü oranı üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; uzun süren yargılama neticesinde davalının çok büyük zarara uğradığını, önceki irtifak nedeniyle dava konusu taşınmazlara hiçbir olumsuz etkisi olmamasına rağmen aksi yönde ve dosya kapsamına göre hatalı değerlendirmelerin yer aldığı bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasında kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsam dışındaki diğer temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Tescilin davacı Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü adına yapılması gerekirken Maliye Hazinesi adına yapılmak suretiyle infazda tereddüt yaratılması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin 7 nci bendi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/190 Esas, 2022/405 Karar sayılı kararının
"1" numaralı bendinin "b" ve "c" alt bendi ile 4 numaralı bendinin "b" ve "c" alt bentlerinde yer alan ''Maliye Hazinesi'' ibaresinin çıkarılarak yerine'' davacı idare'' ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.