Logo

5. Hukuk Dairesi2022/13704 E. 2023/3691 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazlarının bedelinin tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak davacıların payına düşen bedellerin belirlenmesinde isabetsizlik görülmediği ve verilen terkin hükmünün de yasal hükümlere uygun olduğu gözetilerek, davalı idarenin bir kısım davacılara ilişkin temyiz isteminin reddine, davacı ...'e ilişkin temyiz isteminin ise reddiyle kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 1086 sayılı Kanun’un 427 nci maddesi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin üçüncü bendi uyarınca kamulaştırma davalarında ve ilgili Kanun'un kıyasen uygulandığı kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, davacılar ..., ..., ... paylarına düşen, hükmedilen ve reddedilen miktarların kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, adı geçenlerin payları yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin davacı ... payı yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar ... vd. vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin hissedar olduğu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4201 ada 1 ve 6 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından el atıldığını, dava konusu 6 parselin bir bölümünün yol olarak kullanılmakta olduğunu, kalan kısmının ise kullanılmaz hâle geldiğini, idareye yapılan başvuruların da sonuçsuz kaldığını belirterek taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Müdahil davacı ... dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda kendisinin de paydaş olduğunu, hakkı gözetilerek karar verilmesini talep ederek müdahale talebinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara davalı idarece kamulaştırmasız el atılmadığını, kamu yararı gereği kamulaştırma yapıldığını, gerekli bedelleri ödediklerini, uzlaşmanın dava şartı olduğunu ve bu yol tüketilmeden dava açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.04.2014 tarihli ve 2012/271 Esas, 2014/188 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 01.04.2014 tarihli ve 2012/271 Esas, 2014/188 Karar sayılı kararı karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; kamulaştırmasız el atma tarihi araştırılıp tespit edilecek tarihin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesi gereği el atma tarihi 04.11.1983 öncesi ise el atma tarihindeki niteliğine göre dava konusu taşınmaza değer biçilmesi ve müdahil ...'dan nispi harç alınması gerektiği gibi uygun emsal incelemesi yapılmadığı, 4201 ada 1 parselle ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 10.05.2017 tarihli ve 2016/268 Esas, 2017/299 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, 4201 ada 1 parsel yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 10.05.2017 tarihli ve 2016/268 Esas, 2017/299 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar ... vd. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmaza fiilen hangi tarihte (ay, gün ve yıl olarak) el atıldığı taraflardan sorularak, el atma tarihine ilişkin tüm belgeler ile dava konusu taşınmaz ve çevresine ait 04.11.1983 tarihinden öncesini ve bu tarihten sonrasını gösterir hava fotoğrafları Harita Genel Komtanlığından getirtilip, hava fotoğrafları ile ölçekli kroki çakıştırılmak suretiyle el atma tarihinin tespiti için refakate alınacak hava fotogrometri uzmanı bilirkişiler eşliğinde mahallinde keşif yapılarak el atma tarihinin kesin ve net olarak 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arası olduğunun anlaşılması hâlinde 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'un değiştirilen Geçici 6 ncı maddesi uyarınca 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekeceğinden, bu durumda; el atma tarihi itibarıyla imar planı içerisinde olup olmadığı, imar planı içerisinde ise tarihi, ölçeği ve türü (1/1000, 1/5000, 1/25000, uygulama, nazım...) araştırılarak 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde olmadığının tespiti durumunda belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı diğer ölçekli plan dahilinde ise plandaki konumu, plan kapsamına alınma amacı, yerleşim yerine uzaklığı, şehrin gelişme istikametinde olup olmadığı hususları ilgili belediye başkanlığından araştırılarak, dava konusu taşınmaza el koyma tarihi itibarıyla niteliği tespit edildikten sonra sonucuna göre; el atma tarihinin net olarak tespit edilememesi hâlinde el atmanın 04.11.1983 sonrası olduğu kabulüyle dava konusu taşınmazın dava tarihindeki niteliğine göre değer biçilmesi gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, 4201 ada 1 parsel yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlardan 6 parselin 5100 m²sinin kamulaştırma koridorunda kalıyor ise de bilirkişi kurulu raporunda 1996 ile 2006 yılları arası yol genişletme amacıyla el atıldığının tespit edildiğini, bu durumda sorumlunun ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı olduğunu ve husumetin bu idareye yöneltilmesi gerektiğini, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, idare lehine tescil hükmü kurulmadan doğrudan doğruya terkin hükmü kurulmasının doğru olmadığını ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki davacılar ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun’un Ek 1 inci maddesi şöyledir: “(Ek: 20/8/2016-6745/33 md.) Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya safahatındaki bozma ilâmları da gözetilerek dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4201 ada 6 parsel sayılı, 1983 tarihinden sonra el atıldığı anlaşılan taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak yazılı şekilde davacılar payına düşen bedellere hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Verilen terkin hükmünün 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 999 uncu maddesi, Tapu Sicil Tüzüğü gözetildiğinde yasal hükümlere uygun olduğu anlaşılmıştır.

4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdarenin Davacı ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdarenin Davacı ...'e İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.