Logo

5. Hukuk Dairesi2022/13761 E. 2023/5066 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların murisi tarafından tapuda kayıtlı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atma yoluyla kullanılması nedeniyle, el atma bedelinin tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kök parselinin daha önce kamulaştırıldığı ve bu kamulaştırma işleminin davacıların murisine tebliğ edilerek kesinleştiği, dolayısıyla davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya direnme kararı verilmiştir.

Mahkemece verilen direnme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmuş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca direnme kararı gerçek bir direnme kararı olmadığından temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.

Kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar murisi ...'in ... ili, ... ilçesi, ... köyü 3615 parsel sayılı taşınmazın 8184/1347700 paylı hissesinin sahibi olduğunu, davalı idarenin kamulaştırmasız el atması nedeniyle fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL bedelin yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 1956 ile 1983 yılları arasındaki kamulaştırmasız el atma davaları yönünden uzlaşma dava şartını sağlanmadan kamulaştırmasız el atma davası açılamayacağını, taşınmazın idareleri yetki ve sorumluluğunda olan ana arter yerlerden olmaması veya el atılan idarenin müvekkili idare olmaması halinde haklarındaki davanın öncelikle husumet yönünden, sonra esastan reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.12.2012 tarihli ve 2012/216 Esas, 2012/855 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin 26.12.2012 tarihli ve 2012/216 Esas, 2012/855 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın geldisinin 3568 parsel olduğu, bunun 13.477 m²lik kısmının 1972 yılında Bayındırlık Bakanlığı Demiryolları ve Limanlar İnşaat Reisliği tarafından ... – ... Limanı bağlantı yolu nedeniyle kamulaştırıldığı ve kamulaştırma işlemlerinin davacılar murisi ...'e 23.12.1972 tarihinde bizzat tebliğ edildiği ve davacılar murisi yönünden kamulaştırma işleminin kesinleştiği anlaşıldığından, davanın, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca 30 günlük hak düşürücü süre yönünden reddi yerine, kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

1. Mahkeme, Dairemiz bozma kararından sonra yapılan inceleme neticesinde, gelen Devlet Demir Yolları kayıtları ve ... Tapu Müdürlüğünün 14.12.2017 tarihli ve 2829922 sayılı yazılarına göre, ... ilçesi, ... köyü 928 parselden ifrazen, 3568 ve 3569 parsellerin oluştuğu, 3615 parselin ifraz edilerek 4540 ve 4541 parsellerin oluştuğu, Yargıtay ilamında belirtildiği şekilde dava konusu 3615 parselin geldisinin 3568 parsel olmadığı ve bu suretle dava konusu yerin kamulaştırma ile ilişkisinin bulunmadığı, dolayısıyla davacılar murisi yönünden kamulaştırma işleminin kesinleşmediği gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.

2. Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairemizce direnme kararının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/5-297 Esas, 2022/609 Karar sayılı ilâmı ile mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni delil ve olgulara dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğundan temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, 3568 parseldeki kamulaştırma şerhi imar uygulamasına girmeyen 3615 parsele de taşındığını, taraflar arasında imzalanan protokol gereği sorumluluk Karayolları Genel Müdürlüğüne ait olduğundan davanın reddi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza ait tapu kayıtları incelendiğinde kök parsel olan 54.350,00 m² yüzölçümlü 928 parselin kazandırıcı zilyetlik nedeniyle 07.03.1961 tarihinde ... Köyü Manevi Şahsiyeti adına tescil edilmiş olup, taşınmazın 1/2 şer payı dava dışı ... ve ...'a 03.02.1970 tarihinde satılmıştır. Aynı tarihte taşınmaz ifraz edilerek 9,00 m² yüzölçümlü 3569 parsel ve 54.341,00 m² yüzölçümlü 3568 parsellere ayrılmıştır. Davacılar murisi ... 3568 parsel sayılı taşınmazdaki payını 25.07.1970 tarihinde satın almıştır. 3568 parsel sayılı taşınmaz 11.05.1973 tarihinde kamulaştırma sonucu 13.477,00 m² yüzölçümlü 3615 parsel ve 40.864,00 m² yüzölçümlü 3614 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edilmiştir. Dava konusu 3615 parsel sayılı taşınmazın kök parselinin 3568 parsel olduğu kamulaştırma evrakları, tapu kayıtları ve ifraz krokilerinden anlaşılmaktadır.

3. Buna göre; 3568 parselin 13.477,00 m²lik kısmının 1972 yılında Bayındırlık Bakanlığı Demiryolları ve Limanlar İnşaat Reisliği tarafından ... – ... Limanı bağlantı yolu nedeniyle kamulaştırıldığı ve kamulaştırma işlemlerinin davacılar murisi ...'e 23.12.1972 tarihinde bizzat tebliğ edildiği ve davacılar murisi yönünden kamulaştırma işleminin kesinleştiği anlaşıldığından, davanın reddi yerine yetersiz gerekçe ile kabul kararının verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile temyiz olunan mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.