Logo

5. Hukuk Dairesi2022/13963 E. 2023/3040 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın miktarının artırılması istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal tespitinde 17 yıl önceki satışların kullanılması, soyut ifadelerle metrekare birim fiyatı belirlenmesi, davalı lehine oluşan usuli müktesep hakkın gözetilmemesi ve harç vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanmaması hataları nedeniyle bozmayı gerektirmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığının artırılması istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 85 ada 48 parsel sayılı taşınmazda imar uygulaması ile toplam payının 54,24 metrekaresinin bedele dönüştüğünü, her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile bedele dönüşen kısım için takdir edilen bedelinin artırılarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili verilen cevap dilekçesinde özetle; 30 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğini bu nedenle davanın öncelikle süre yönünden reddinin gerektiğini, dava konusu edilen yerin şuyulandırma cetvelinin açıklama hanesinde T.C.K yazıldığı, T.C.K alanlarının kamulaştırma bedellerinden Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunu, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, çalışmalar neticesinde hissesinden az yer verilenler veya yer tahsisi yapılmayanların ipotek alacaklısı, çok yer verilenlerin ipotek borçlusu yapıldığını, ipotek borçlularının borçlarını T.C. Ziraat Bankası 304/126 nolu hesaba yatırdığını, alacaklıların alacaklarını aldığını, günün koşullarına uygun olarak tespit edilen ipotek bedelinin davacı adına bankaya bloke edildiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.03.2020 tarihli ve 2017/488 Esas, 2020/56 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 01.06.2022 tarih ve 2020/4715 Esas, 2021/8121 Karar sayılı bozma kararı ile davaya konu taşınmaza ilişkin imar uygulamasının tapuya tescil tarihinin araştırılarak sonucuna göre 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen geçici 12 inci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamı sonrası bozma öncesinden daha yüksek bedele hükmedilerek usuli müktesep hak ve aleyhe bozma yasağı kavramlarına aykırı karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda eksik ve hatalı inceleme yapılarak, soyut ifadelerle dava konusu taşınmazın emsalden 52 kat değerli olduğunun kabulü ile yüksek metrekare birim fiyatı belirlendiğini, Kanun gereği maktu harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacı tarafın duruşmadaki beyanı ile şuyulandırma bedelinin kendisine ödendiği sabit olduğu halde toplam bedelden mahsup edilmediğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunulmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı payına idarece takdir edilen karşılığının artırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun(3194 sayılı Kanun) 17/son maddesi

3. 6745 sayılı Kanunu'nun 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanunü eklenen geçici 12 inci maddesi

4. 2942 sayılı 11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup,davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir

3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun' a eklenen geçici 12 inci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur.

4. 2942 sayılı Kanun'un değer biçmeye ilişkin hükümleri 3194 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinin son bendi uyarınca kıyasen imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkin davalarda da uygulanır.

5. 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin 1 inci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan, zaruret olmadıkça yakın bölgelerde bulunan ve değerlendirme tarihine yakın emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.

6. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, değerlendirme tarihinden 17 yıl önce yapılan emsal satışlara göre ve soyut ifadelerle metrekare birim fiyatı tespit edilmesi nedeniyle rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.

7. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi tespit edilen bedele de Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınıp güncelleme yapılarak dava tarihine taşınması bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle alınacak rapor sonucuna göre ve Dairemiz bozma ilamına uyulmakla davalı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

8. 6745 sayılı Kanun'nun 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 inci maddesinin 2 inci fıkrası ile getirilen; ''Bu Kanunun geçici 6. maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu madde kapsamındaki davalar ve icra takipleri için de uygulanır. Devam eden dava ve icra takipleri ise, bu madde hükümlerine göre sonuçlandırılır.” hükmü uyarınca harç ve vekâlet ücretinin maktu olarak hesaplanmaması doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.