Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14014 E. 2023/5936 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin davada, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan düzeltmenin usulüne uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını, faiz başlangıç tarihi ve tazminat bedeli yönünden yaptığı düzeltmenin, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle yapılması gerekirken, ilk derece mahkemesi kararına şerh verilmesiyle yetinilmesinin usule aykırı olmadığı ve bozma kararıyla kesinleşen hususlara dokunulmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin maliki olduğu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 70, 75, 76, 77, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89 ve 90 parsel (yeni 150 ada 107,104,106,105,101,100,99,98,97,96,95,94 ve 93 parsel) sayılı taşınmazların tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkillerinin mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkillerinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve husumet itirazlarının olduğunu, iptal işlemi ile oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, tapu kaydının kesinleşen mahkeme kararına göre iptal edildiğini, ormanların zilyetlikle veya satış yolu ile kazanılamayacağı, bitki örtüsü değişse bile özel mülkiyete konu edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.02.2018 tarihli ve 2017/190 Esas, 2018/92 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.04.2018 tarihli ve 2018/1674 Esas, 2018/1827 Karar sayılı kararı ile Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının zararının tazmininin yerinde olduğu, hasım olarak Hazinenin gösterilmesinde isabetsizlik olmadığı; ancak her ne kadar hesaplama, kesinleşme tarihi olan 10.02.2014 tarihi yerine 10.06.2013 tarihine göre yapılmış ise de davacı tarafın istinafı olmadığından bu hususun değerlendirmeye esas alınamayacağı, dava konusu taşınmazlardan 150 ada 94 sayılı parselin 4501,37 m²si kamulaştırılmış olmasına rağmen, tamamı üzerinden tazminat bedelinin hesaplanması ve faizin, dayanak mahkeme kararının kesinleştiği 10.02.2014 tarihinden itibaren başlatılması gerekirken, 10.06.2013 tarihinden itibaren işletilmesi usul ve kanuna aykırı olmakla beraber, bu yanılgılı uygulamaların giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği, bu eksikliklerin istinaf aşamasında giderilebileceği, 150 ada 94 parsel sayılı taşınmazın, kamulaştırılan 4501,37 m² miktarlı kısmının bedelinin 84.985,86 TL ettiği, mahkemece hükmedilen toplam bedelden fark bedelin çıkarılması sonucu ulaşılan rakamın 3.383.918,08 TL tazminat bedeli olacağı, bu bedele de 10.02.2014 tarihinden itibaren faiz işletilebileceği anlaşılmakla, hüküm fıkrası düzeltilmek sureti ile istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinden verilen kararın faiz başlangıç tarihi ve bedel yönünden kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği gerekçesiyle yapılan düzeltmenin yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde, yapılan düzeltmenin İlk Derece Mahkemesi kararına şerh verilmesi ile yetinilmesi ve kabule göre de değerlendirme 10.06.2013 tarihi itibarıyla yapıldığından, yasal faize de bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedeli olarak 3.383.918,08 TL'nin 10.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu iptali ve tescil dosyasında müvekkili kurumun 4658,47 m²lik kısmın bedelini ödeyerek kamulaştırdığını, bu kısmın imar uygulamasına uğradığını, dava konusu 90 parsel (yenileme ile 150 Ada 94 parsel) sayılı taşınmazın 4.501,37 m²sinin tapusunun iptal edilmesine rağmen tamamı üzerinden tazminat bedeli hesaplanmasının hatalı olduğu şeklindeki yanılgılı değerlendirme ile eksik bedel ödendiğini ileri sürmüştür.

2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile karar verildiğini, davanın zamanaşımı ve husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaza arazi olarak değer biçilmesinin hatalı olduğunu, idarenin kusurunun söz konusu olmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, ıslah ile artırılan kısım için ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4.4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5.4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Taraflar harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.