"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1330 ada 81 parsel sayılı taşınmazın tamamına yol olarak fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 686 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 44.780,30 m²si 17.08.1968 tarihli ve 1968/190 sayılı Kamu Yararı Kararına göre, 25.633m²+1676 m²+13 m²nin ise 05.06.1969 tarihli ve 1969/115 sayılı Kamu Yararı Kararına göre, 404 m²si 05.06.1969 tarihli ve 1969/116 sayılı Kamu Yararı Kararına göre, 2.243 m²sinin 26.12.1969 tarihli ve 1969/343 sayılı Kamu Yararı Kararına istinaden idarece kamulaştırıldığını, taşınmaza 15.08.1969 tarihinde fiilen el atıldığını, kamulaştırılan 74.749,30 m² yüzölçümlü kısmının 1330 ada 81 parsel numarasını aldığını, kök muris Saadet Hanım adına kayıtlı dava konusu taşınmazın kamulaştırmasında Saadet varislerinden muris ...’nun kendisine tebligatların yapıldığını, 08.10.1968 tarihli dilekçe ile muris Hurşit Altuncu tarafından kamulaştırma ilânı üzerine, belirlenen bedelin kendisine ödenmesine yönelik dilekçe verildiğini, bu nedenle bedel talebine yönelik hak düşürücü sürenin geçtiğini, kamulaştırmaya yönelik kısımlar yönünden hak düşürücü süre yönünden davanın reddini, kalan kısım yönünden davacı murisinin kuruma hitaben yazdığı bedelin ödenmesine yönelik dilekçesi dikkate alınarak hak düşürücü süreden davanın reddini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kamulaştırmasız el atmanın varlığı kabul edilmemekle birlikte hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, taşınmazın m² birim fiyatının olduğundan yüksek tespit edildiğini, el atma tarihindeki niteliğine göre taşınmazın değerinin tespit edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu, dava konusu taşınmazın imar durumu ve konumuna göre belirlenen bedelin uygun olduğundan davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın m² birim değerinin yüksek belirlendiğini, emsal araştırmasının gerektiği gibi yapılmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Arsa niteliğindeki İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1330 ada 81 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik bulunmamıştır.
3. Buna karşın 2942 sayılı Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması ve dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.
4. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan, eski satış tarihli taşınmaz emsal alınarak değer biçildiğinden rapor inandırıcı değildir.
5. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
6. Dava konusu 1330 ada 81 parsel sayılı 74.749,30 m² yüzölçümlü taşınmazın kök 686 ada 19 parsel sayılı 83.873,00 m² yüzölçümlü taşınmazdan geldiği, kök parselin 1968 ve 1969 yıllarında Karayolları Genel Müdürlüğünce kamulaştırmaya tabi tutulduğu, davalı idare tarafından 17.08.1968 tarihli ve 1968/190 sayılı kamu yararı kararının davacı murisi ...’ya tebliğ edilmediğinden işbu kamu yararı kararına istinaden kamulaştırılan 44.780,30 m²lik kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olduğu gibi, 05.06.1969 tarihli ve 1969/115-116, 16.12.1969 tarihli ve 1969/332 sayılı kamu yararı kararıyla kamulaştırılan taşınmaz için düzenlenen noter tebligatlarının, davacının murisi ...’ya bizzat tebliğ edildiği, buna göre, davacılar mirasbırakanına dava konusu edilen taşınmazın 2243 m², 404 m², 25.633 m², 1676 m² ve 13 m²lik kısımlarına ilişkin usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olduğu, yürürlükte bulunan 6830 sayılı İstimlak Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açılmamış olduğu anlaşıldığından, anılan kamu yararına ilişkin yapılan kamulaştırmalar yönünden davacı tarafından açılan eldeki davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyayı kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.