"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/159 Esas, 2022/42 Karar (Birleştirilen Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/109 Esas sayılı, birleştirilen 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/66 Esas sayılı, birleştirilen Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/240 Esas sayılı ve birleştirilen Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/94 Esas sayılı dosyaları)
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı ... Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalar sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen 2016/66 Esas sayılı davaların kabulüne, birleştirilen 2018/109 Esas, 2018/240 Esas ve 2015/94 Esas sayılı davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.09.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ile davalı Hazine vekili Avukat ... ... ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; davacının Mersin ili, Erdemli ilçesi, ... köyü 146 ada 5 parselde 1/6 oranında malik olduğunu, Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/1272 Esas, 2000/517 Karar sayılı ilâmı ile dava konusu taşınmazın 15627.00 m²lik kısmının tapusunun iptal edildiğini ve dava konusu taşınmazın davalı idare adına tescil edildiğini, kararın kesinleştiğini, davacı ve diğer hissedarın iyiniyetli olarak taşınmazın maliklerinden satın aldıklarını, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 7.100,00 TL maddi tazminatın davalı idareden iptal tarihi olan 21.09.2000 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/94 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dileksinde özetle; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 130.500,00 TL’nin iptal tarihi olan 21.09.2000 tarihinden itibaren faiziyle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
3. Birleştirilen Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/66 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dileksinde özetle; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.100,00 TL'nin iptal tarihi olan 21.09.2000 tarihinden itibaren faiziyle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
4. Birleştirilen Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/94 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dileksinde özetle; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 130.500,00 TL’nin iptal tarihi olan 21.09.2000 tarihinden itibaren faiziyle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
5. Birleştirilen Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/240 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dileksinde özetle; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 110.000,00 TL'nin iptal tarihi olan 28.04.2008 tarihinden itibaren faiziyle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
6. Birleştirilen Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/109 Esas sayılı dosyasında davacı vekili fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 169.000,00 TL'nin 28.04.2008 tarihinden itibaren faiziyle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; kadastro işleminin sicil kavramı içine girmediğini, kadastro tespiti sırasında yapılan hukuka aykırı işlemlerin tapu sicilinin tutulması kavramı içinde yer almadığını, davacının taşınmazı satın aldığı kişinin kendisine ayıplı mal satmasından ve böylece sebepsiz zenginleşmesine dayanarak istemde bulunabileceğini, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.03.2010 tarihli ve 2009/89 Esas, 2010/128 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 02.03.2010 tarihli ve 2009/89 Esas, 2010/128 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; çekişme konusu 146 ada 5 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile Hazine tarafından açılan dava sonucunda Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/1272 Esas, 2000/517 Karar sayılı ilâmı ile taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, derecattan geçerek 28.04.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından olayda davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün dolayısıyla Hazinenin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan sorumluğunun dikkate alınması zorunlu olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14.05.2014 tarihli ve 2012/352 Esas, 2014/259 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, 122.802,20 TL'nin (7.100,00 TL'sinin 28.04.2008 tarihinden, kalan 115.702,20 TL'sinin ıslah tarihi olan 22.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 14.05.2014 tarihli ve 2012/352 Esas, 2014/259 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; davacı vekilinin temyiz isteminin reddine, davalı Hazine vekilinin temyiz isteminin ise kabulü ile proje üretilmek suretiyle değerin hesaplandığı 02.05.2014 tarihli bilirkişi ek raporu dayanak alınarak hüküm kurulması doğru olmadığından arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 13.12.2019 tarihli ve 2015/861 Esas ve 2019/873 Karar sayılı ilamı ile asıl davanın, aynı mahkemenin 2018/240 Esas sayılı davasının ve birleştirilen Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/66 Esas sayılı davasının tam kabulüne, birleştirilen aynı Mahkemenin 2018/109 Esas sayılı davası ile 2018/240 esas sayılı davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin 13.12.2019 tarihli ve 2015/861 Esas ve 2019/873 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; Dairemizin 13.04.2021 tarihli ve 2020/9231 Esas, 2021/5422 Karar sayılı ilâmı ile dava konusu taşınmazın bitişiğinde bulunan Erdemli ilçesi, ... köyü 146 ada 4 parsel sayılı taşınmaz için açılan Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/329 Esas, 2020/79 Karar sayılı dosyasında aynı değerlendirme tarihinde metrekaresine biçilen 51,10 TL/m² fiyatının Dairemiz denetiminden geçtiği gözetildiğinde güçlü delil niteliğinde olan işbu dosyada verilen metrekare birim fiyatından ayrılma hususunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak değer biçilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 1995/1272 Esas, 2000/517 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın 15.627 metrekaresinin iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği gözetilmesinin gerekçesi de gösterilmeden taşınmazın tapu kaydındaki tüm alanına göre fazla bedele hükmedilmesi, davacı ... dava dilekçesindeki 7100,00 TL'lik talebini 22.10.2013 tarihinde 122.802,20 TL ıslah etmiş, 21.02.2018 tarihinde de 169.000,00 TL için ek dava açmış olup, dava konusu taşınmaza 28.04.2008 tarihinde değerlendirme yapıldığı ve davacı vekilinin talebi de dikkate alınarak payına düşen toplam bedele 28.04.2008 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, davalı Hazine harçtan muaf olduğu hâlde peşin ve ıslah harcı yargılama giderlerine dahil edilmek suretiyle davalı Hazineden harç tahsiline karar verilmesi doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; ..., ... ve ... için asıl ve birleştirilen davaların bedelinin hatalı hesaplandığını, kaybın yasal faizle giderilmesinin mümkün olmadığını, avans faizi işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın düzeltilerek onanmasını, olmadığı takdirde bozulmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın taşlık, çalılık olduğunu, metrekare birim bedelinin yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemi hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından ... bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel ... sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacakdıysa aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Mersin ili, Erdemli ilçesi, ... köyü 146 ada 5 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan takyidatların hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak; "Tapu kaydında bulunan takyidatların bedele yansıtılmasına" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Taraflar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davalı Hazineden alınarak davacılara, 17.100,00 TL vekâlet ücretinin de davacılardan alınarak davalı Hazineye verilmesine,
Aşağıda yazılı fazla alınan harcın davacılara iadesine,
26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.