Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14132 E. 2023/2558 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle Hazine aleyhine açılan tazminat davasında, Hazinenin tazmin sorumluluğunun olup olmadığı ve zamanaşımı def'inin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptal ve tescil davasının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde dava açıldığı, tapu kaydının iptalinden doğan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu ve davacının talep artırımının da usulüne uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı Hazine yönünden kabulüne, davalı ... yönünden usulüne uygun açılan bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 201 parsel sayılı taşınmazın tapusunun ... tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mahkeme kararının 10.11.2014 tarihinde kesinleştiğini, uğramış olduğu zararın mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde;davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; benzer davalarda taşınmazın “kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalması nedeniyle arazi kadastrosunu tespitine esas alınan tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği, bu tapu kaydı esas alınarak davacı adına tapulama yoluyla oluşan tapu kaydının hukuki değeri bulunmadığı” vurgulandığını dolayısıyla Hazinenin tazminat ödemesini gerektiren herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, özel mülkiyetin yolsuz olarak tescil gördüğünü, iyi niyetle edinme koşullarını sağlamadığını, tazminat talep edilemeyeceğini, idari yargının görevli olduğunu, husumetin doğru yöneltilmediğini, zamanaşımının dolduğunu, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın Hazine yönünden kabulüne, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Orman Genel Müdürlüğü yönünden usulüne uygun açılan bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı Hazinenin dava dilekçesinde yer almamasına rağmen dahili dava yoluyla dahil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, husumetin Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, mahkemece taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak talep aşılarak bilirkişi heyetince belirlenen taşınmaz bedeline hükmedildiğini, usule uygun ıslah yapılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın toprak tevzi komisyonunca davacıların murisine verildiğini, sahibi olmamasına gereken bir hakka dayanarak tapu oluştuğundan davacıların tazminat hakkının bulunmadığını, tapu kaydına 28.11.1995 tarihinde orman şerhi konulduğunu, davacıların iyiniyetli olmadığını, bilirkişilerce belirlenen değerin fahiş olduğunu, objektif verilerin kullanılmadığını, ayrıca tazminattan hakkaniyet indirimi yapılmadığını, 6292 sayılı kanun uyarınca da iade ve tazminat başvuruları yönünden inceleme yapılması gerektiğini

ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilerek, net gelir esas alınarak değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin tapu iptal ve tescil davasının kesinleşme tarihi olan 10.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin, tapu kaydının iptalinden doğan zararlardan devletin sorumlu olduğu ve davacı vekilinin harcı yatırmak suretiyle duruşmada talep sonucu artırdığının anlaşılmasına göre doğru olduğunu, bu hususta davalı Hazine vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu tarla vasıflı taşınmazı davacılar murisi 12.04.1985 tarihinde şerhsiz olarak satın almıştır. ... tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/84 Esas, 2012/304 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile orman olarak Hazine adına tesciline karar verilmiş, bu karar temyiz incelemesinden geçerek 10.12.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava 19.12.2015 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.